Ülke olarak çok önemli aşamalardan geçmekteyiz. Elli yıldır bu ülkenin başına bela olan , on binlerce insanın genç yaşta toprağa düşmesine sebep olan, on binlerce çocuğun yetim büyümesine sebep olan, on binlerce anne ve babanın yüreğine ateş düşüren terör belasının sonuna gelindi.
Acaba gerçekten bitiyor mu? Medyada oluşturulan bu bahar havası ne kadar gerçeği yansıtıyor? Bahar dediğimiz ilk bahar mı , sonbahar mi? Ardından ülkem dağlarında çiçekler mi açacak, yoksa bu yalancı bahar ardından kara kış, ayaz, dolu fırtına mi gelecek? PKK ve uzantılarının şartsız koşulsuz hiç bir talebi olmadan silah bırakması ne kadar gerçekçi ?
Hafızamızı tazeleyip yaşanılan sürece şöyle bir göz atarsak; Meclis açılışında sayın Devlet Bahçeli'nin Dem Parti milletvekillerinin elini sıkması, bilahare Abdullah Öcalan'ı meclise davet etmesi olaylarının durup dururken yaşanmadığı, Bahçeli’nin kişisel tasarrufu olmadığı çok net ortada. Derin devletin bundan aylar belki yıllar önce konunun hazırlıklarını yaptığı, gerekli alt yapının oluşturulduğu çok açık.
PKK ve uzantılarının şartsız koşulsuz olarak silah bırakması , silahlarını teslim edeceğini açıklamasının iki nedeni olabilir ;
Birincisi gün geçtikçe güçlenen, bölge liderliğini eke geçiren Türkiye’nin silahlı yada silahsız hava araçları ile artık terör örgütüne manevra alanı bırakmaması, örgütün zaten ülke içinde eylen yapma yetisini çoktan yitirmiş olması, ABD’nin bölgeden çekilmesi, Rusya’nın Ukrayna savaşına odaklanması ile örgütün artık koruyucu kalkanlarının artık olmaması, dolayısı ile Türkiye’nin "ya teslim olacaklar ya yok olacaklar" restinin gerçeklik payını idrak etmeleri.
İkinci ihtimal, derin devlet aklının Abdullah Öcalan'ı da kullanarak şimdilik medyadan ve dolayısı ile halktan gizlenen bir anlaşmaya varılması. Çeşitli al verlerin olması. Muhtemelen kapalı kapılar ardında neler konuşulduğu tam olarak bilinemez.
Doğal olarak herkesin dillendirdiği bir soru var. Peki ya bundan sonra ?
İkinci ihtimal mevcut ise, "ki kayıtsız şartsız , hiç bir talep, beklenti olmadan PKK nin kendisini lav vermesi çok akla uygun gelmiyor' bundan sonra neler olacak, hangi verilen sözler yerine getirilecek ?
Abdullah Öcalan serbest bırakılacak mi ?
Selahattin Demirtaş özgür mü kalacak?
Cezaevindeki eli kanlı teröristler elini kolunu sallayarak sokaklara mı salınacak?
Murat Karayılan, Cemil Bayık Türkiye'ye dönüp milletvekili mi olacak?
Acılarla bezenmiş Türk ulusu bu durumu ne kadar, nasıl içselleştirecek?
Farz et yeter ki akan kan dursun içtihatı ile bağrına taş bastı. Mevcut şahıslar ayrılık siyasetine girerse? Özerklik ile ilgili federasyon ile ilgili taleplerini meclis çatısı altında daha fazla, daha sesli haykırırlarsa, tabanlarından da yeterli desteği alırlarsa ne olacak?
Dağdan insinler, ovada siyaset yapsınlar.
Evet yapsınlar ya, bazen o siyaset dediğiniz şey mermiden daha tehlikelidir.
Akp ve Devlet Bahçeli’nin başlattığı süreç çok tehlikeli çok çetrefilli. Sonunda elli yılın terör sorununu çözüp kahraman olmak var.
Yada eline yüzüne bulaştırıp, ayrılıkçı düşünceyi daha da tehlikeli boyutlara taşıma potansiyeli var.
Bekleyip göreceğiz.