Sadece bu yıl içerisinde, hukuk sistemi ile ilgili yazdığımız bu dördüncü yazı. Bir şey değişti mi, hayır. Siyasi irade yazıyı okuyup, hukuk ile ilgili gerekli düzenlemeyi yapacak mı; tabi ki hayır. Yazım amacı okurun zihin dünyasında yer edinmek, adaletin bazen ekmekten değerli olduğunu kulağa fısıldamak.

Birkaç soru ile başlayalım;

Birisi size olan borcunu ödemese elinizde senet varken dahi hukuk sisteminin o parayı alıp size ödeyeceğini düşünüyor musunuz?

On yıllar süren boşanma davaları başka bir ülkede var mıdır ?

Devlet malını çalan iç eden, hatta daha küçüğü evinize giren hırsıza gerekli cezanın verileceğine inanıyor musunuz? Sizden önce elini kolunu sallaya sallaya çıkmasın adliyeden karakoldan!

Müteahhit ile yaptığınız sözleşme gereği evi size zamanında teslim etmezse, yada kaçar giderse devletinizin yani hukuk sisteminizin sizi koruyacağına inanıyor musunuz? Müteahhit yaptığı ev ilk depremde az, orta yada ağır hasar alsa hukuk sisteminizin uğradığınız ekonomik zararı karşıdan tahsil edip size iade edeceğine inanıyor musunuz?

Yıllar sürecek davalardan dolayı artık haklının hakkından vazgeçtiği, mahkemeye gitmediği , mağdurun daha da mağdur olduğu bir hukuk sistemi ne kadar can yakıcı farkında mısınız?

Konu ile ilgili daha önceki yazı başlığımızda olduğu gibi, birisi size yumruk atsa hukuk sisteminin ona gerekli cezayı vereceğine inanıyor musunuz?

Her birimizin yukarıdaki örneklerden dolayı yaşanmış acı tecrübeleri vardır. Kimimiz bir yumruk yemiş, kimimiz elinde senedi, resmi evrakı var iken alacağını tahsil edememiş, kimimiz yaptığımız bir alışverişte dolandırılmış, kimimizin boşanma davası yıllar sürmüş, kimimiz üç beş aylık evlilik neticesi onlarca yıl nafaka ödemiştir. kimimizin evine hırsız girmiştir.

Pek çoğumuz bir şekilde mağdur olmuştur. Daha acısı sizi bu mağduriyetten koruyacak adalet ve hukuk sistemi hantal ve ağır aksak yürüyen sisteminden dolayı, yada mevcut kanunların yetersizliğinden dolayı sizi koruyamamıştır. Mağdura yeni bir mağduriyet yaşatmıştır.

Peki benim özel ve tüzel hakkımı korumak için hukuk sistemine güvenmeyeceksem kime güvenebilirim? Çeteye mi, mafya ya mı?

Hukuk, yargı adalet, mahkeme. Hani birde uzun soluklu adli tatil var ki evlere şenlik. Her davanın esas hükmü davayı üç beş ay sonrasına ertelemek üzerine kurulu. Bir dahaki sefere adalet. Bir sonraki sefere hak, hukuk. Dava dosyaları bunca birikmişken, insanlar hakkını hukukunu aramak için gittiği mahkemeden, adliye koridorlarından artık gına geliyorsa uzun süreli adli tatil lüksü nerden kaynaklanır?

Birisi size yumruk atsa, hukuk sisteminin ona gerekli cezayı vermeyeceğini düşündüğünüz an, kendi adaletini kendiniz sağlamaya çalışırsınız. Örnekleri medyaya sık sık yansır. Telegram gibi kontrolü mümkün olmayan mesajlaşma uygulamalarında adam yaralama, iş yeri kurşunlama, hatta adam öldürme gibi pek çok suçun kaç liraya işleneceğine dair rayiç bedellerle karşılaşırsınız. Suç çeteleri alır başını gider.

Hukuk, hem kolektif, hem de bireysel olarak bir gün herkese lazım olacaktır. Bugün rakip gördüğün siyasi partiye yapılan haksızlık, yarın sana yapılacak haksızlığın yol haritasıdır. Bugün en sevmediğin insanın karşılaştığı hukuksuz uygulama, senin karşılaşacağın adaletsizliğe açılan kapıdır. Hukuk güçlünün yanında olmamalıdır. Gücü elinde bulunduranın ülkeyi dizayn etme aracı hukuk olmamalıdır. Hukuk vicdanı ile cebi arasına sıkışmış uygulayıcıların at koşturduğu arena olmamalıdır.

Son olarak hukuk, sosyal medyadaki paylaşımlarda, yada sokak röportajlarında suç ve suç delili aramamalı. İnsanların sosyal medyada, yada sokakta önüne uzatılan mikrofona özgürce, korkusuzca fikirlerini sunabileceği özgürlük alanlarını hukuk tahsis etmelidir.

Hukuk ve adalet özgürlüktür. Hukuk yoksa özgürlükte yoktur.