Kahramanmaraş’ta direksiyon başına geçmek artık sadece bir yolculuk değil, adeta bir sabır sınavı.
Bozuk yollar, yamalı asfaltlar, nerede çukur var nerede tümsek belli değil. Bazı güzergahlar mayın tarlasını aratmıyor. Arabalar zarar görüyor, lastikler patlıyor, sanayi yolları ezberleniyor. Olan yine vatandaşa oluyor.
Öyle ki sürekli aynı güzergahı kullanan sürücüler, artık çukurlu yerleri, bozuk noktaları ezbere biliyor.
Direksiyon başında refleksle sağa kaçılıyor, frene basılıyor, çukurdan kaçmak için manevra yapılıyor.
Alternatif var ama kapalı
Her gün başka bir sokak, başka bir cadde kapalı. Ne hikmetse kapatılan yollar, çoğu zaman birbirine alternatif olan güzergahlar. Kapalı yoldan mecburen gidemeyen sürücü, alternatif yolu deniyor fakat birde ne görsün, o yolda kapalı. Ee, ne olacak peki? Bu adam evine veya işyerine gitmeyecek elbette, gidip ne yapacak?
Bir zamanlar övündüğümüz yollar
Ulaşım zayıflıyor, şehir nefes alamaz hale geliyor, yollar kördüğüm oluyor.
Oysa bir zamanlar övünerek anlatırdık bu şehrin yollarını.
Şehir dışına çıktığımda, başka illerde trafiği ve yolları gördüğümde hep aynı cümleyi kurardım; “Kahramanmaraş’ın yolları gerçekten güzel.”
Bugün o cümleyi kuramaz oldum.
Sorun yapılan işte değil, yapılış biçiminde
Evet, depremin etkisi büyük, altyapı çalışmaları şart. Kimsenin buna itirazı yok. Ancak mesele yapılan işten çok, işin yapılma biçimi. Aynı anda alternatif yolların kapatılması, trafiğin en yoğun saatlerinde kazı yapılması, plansızlığın en net göstergesi.
Bir bölgede çalışma biter, sonra diğerine geçilir. Gece saatleri değerlendirilir. Yani çözüm var ama planlama gerekiyor.
Kaz–Kapat–Yeniden Kaz
Bir de bu işin “tekrar kazılan yol” meselesi var ki bu daha içler acısı. Asfalt dökülüyor, yol pırıl pırıl oluyor. Direksiyon adeta kayıyor, sürücü “oh be” diyor ama sevinç kısa sürüyor. Bir süre sonra başka bir altyapı çalışması gerekçesiyle aynı yol yeniden kazılıyor. Yeni asfalt, eski çukurla tanışıyor.
İnsan sormadan edemiyor; “Bir kere kazıldığında bütün işlemler neden birlikte yapılmıyor?”
Bu yöntemle hem vatandaş mağdur oluyor hem de kamu kaynakları heba ediliyor. Yama üstüne yama atılıyor, ama sorunlar kapatılamıyor. Asfalt onarılıyor belki ama şehir trafiği maalesef onarılamıyor. Sürücüler yola çıkmadan önce hangi çukurdan kaçacağını, gideceği yere kaç dakikada varacağını hesaplıyor.
Şikayet çok
Bu şehir elbette ayağa kalkacak. Ama ayağa kalkmak; plansız kazılarla, gelişi güzel yamalarla olmaz.
Akılla olur, koordinasyonla olur, vatandaşın günlük hayatı gözetilerek olur.
Bu konuda çevremizdeki insanlardan ve sosyal medya hesaplarımızdan çok sayıda şikayet alıyoruz. Umarım şehrimiz adına önem arz eden bu problemden bir an önce kurtuluruz.
Aksi halde bu yollar sadece araçları değil, insanların tahammül sınırını da yıpratmaya devam edecek.