Dulkadiroğlu ilçesinde hangi sokağa adım atsak aynı manzarayla karşılaşıyoruz: bitmek bilmeyen altyapı çalışmaları, tozun toprağın arasında kalan insanlar ve çıkmaz sokaklara dönüşen caddeler… Üstelik bu manzara birkaç haftalık değil, tam üç aydır devam ediyor. Altyapı elbette önemli, elbette gerekli… Ancak bir işin planlaması olmazsa, düzenli bir şekilde yürütülmezse, vatandaşa hizmet etmek yerine çileye dönüşür. Şu an Dulkadiroğlu’nda olan tam da budur.

***

Bir vatandaş aracına bindiğinde hangi sokağa girse “Buradan nasıl çıkacağım?” sorusuyla baş başa kalıyor. Çukurlar, yarım kalmış kazılar, üstü kapatılmamış kanallar… Navigasyon cihazlarının bile pes edeceği bir keşmekeş hâkim. İnsanlar gidecekleri yere varmak için neredeyse dua eder hale geldi.

***

Sokaklarda yürümek bile işkence. Çamaşır asmak hayal, pencere açmak ise imkânsız. Her yer toz, her yer toprak… Çalışmaların bittiği söylenen sokaklarda bile bir türlü asfalt serilmiyor. Peki soruyoruz: Bu asfaltı kim yapacak? Altyapıyı üstlenen firmanın umurunda mı? Tabii ki değil. Vatandaşın arabası çukura düşüyor, lastikler zarar görüyor, araç alt takımları pert oluyor. Sigortalar, tamirciler kazançlı çıkarken, olan yine vatandaşa oluyor.

***

Bir de işin daha vahim boyutu var: Ana arterler… Ara sokakları geçtik diyelim, bari şehir merkezine çıkan yollarda rahat edelim diyoruz ama maalesef hayır! Ana caddeler de yamalı bohçaya dönmüş durumda. Çukurların üzerinden zıplaya zıplaya ilerleyen araçlar, sanki asfalt değil de köy yolunda gidiyormuş gibi.

***

Buradan yetkililere sesleniyorum: Vatandaş hizmet beklerken neden çile çekiyor? Altyapı çalışmaları planlama olmadan yapılırsa işte böyle olur. İnsanların hayatı kolaylaşması gerekirken zorlaşıyor. Sorumluluk kimin üzerinde? Belediye mi, yüklenici firma mı? Yoksa herkes topu birbirine mi atıyor?

***

Dulkadiroğlu İlçesi bu yıl deyim yerindeyse “anası ağlamış” durumda. Vatandaş sabır taşı olsa çatladı, artık dayanacak gücü kalmadı. İnsanlar feryat ediyor ama seslerini duyan var mı? Asıl sorulması gereken soru şu: “Bu işlerin sonunda Dulkadiroğlu daha yaşanabilir bir ilçe mi olacak, yoksa vatandaşın cebinden ve sağlığından çalınan günler mi kalacak?”