Fatih Terim. Türk futbolunun yetiştirdiği en yetenekli teknik direktörlerden birisi. Fatih Terim, kariyerinin zirvesinde olduğu zamanlarda, bir gazetecinin sorduğu soruya "ben öğrenmem öğretirim " şeklinde bir cevap vermişti. Tesadüf mü tevafuk mu bilinmez ya, o dönemden sonra başarılarla dolu kariyeri hızlı bir inişe geçmişti.

Evet bu bir spor yazısı değil, bizde haliyle spor yazarı değiliz. Konumuz öğrenmek... Hayat boyu.

Sadece sporda değil hayatın her alanında yaşam yeni şeyler öğrenmek, daimi kendini geliştirme sürecidir aslında. Ben oldum, ben tamamım, ben çok iyiyim, harikayım ben dediğiniz an, sizin kendinize ve topluma verebileceğiniz hiçbir şey kalmamıştır. Kendi egonuz içinde boğulup yaşar gidersiniz. Konumunuza, ekonomik ve sosyal durumunuza göre etrafınızı saran şakşakçılar etrafınızın sis perdesi ile kapanmasına, dolayısı ile güneşi görmenize engel olur.


Bu ticarette, siyasette ve edebiyatta da böyledir. Oysa aslolan eleştiridir. Alkış, beğeni, tatlı sözler sizin egonuzu şişirirken, eleştiri ayağınızın yere basmasını sağlar. Siyasette, ticarette, edebiyatta günümüz sosyal medyasındaki pohpohlamalar sizi ne oldum delisi yaparken , bir bakmışsınız eleştiriye gelemeyen küstah, tahammülsüz zat olarak anılmaya başlarsınız. Sizin sevgi diliniz çoktan sokak kavgası diline devşirmiştir de siz hala tevazudan söz eder olmuşsunuzdur.

Sebebi Aynayı unutmuş olmanızdır.


Futbol dan başladık, yine futboldan bir örnek ile devam edelim. Yine dünyanın en iyi teknik direktörlerinden birisine başarısının sırrı sorulduğunda, "kaybettiğim bir maçtan sonra yanıma gelen beş yaşındaki çocuğun , neden onu debilde bunu oynattın" şeklindeki eleştirisini dikkate alırım der.


Eleştirinin güzel yanlarından birisi de, eleştirdiğiniz kişinin gerçek yüzünü görmenize vesile olmasıdır. Eleştiriye ne kadar açık olduğu, kişilik ve olgunluğunu teraziye koyma fırsatı verir eleştiri. Eleştiri görünce saygıyı yitiriyorsa, o naif tevazu sahibi bildiğiniz insanın içinden mahalle kavgasına yakın seviye çıkıyorsa eleştirildiği konuyu kaldırıp kapatırsa siz onu kendi haline bırakın.


Netice itibari ile, birisi sizi eleştiriyorsa emin olun size değer verdiği içindir. Konu ne olursa olsun eleştiriyi sevin. Aynaya bakmaktan korkmayın. Hata insanlara mahsustur. Kişiyi kişisel anlamda da ticari, siyasi, politik ve özellikle edebiyat anlamında eleştiri bir yerlere taşır. Öğrenmek hayat boyudur.

“Padişahım çok yaşa” değil de, siz daha çok “Mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var” çıkışına kulak verin.