87 yıl önce, 10 Kasım 1938’de Türklerin ATA’sı, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ebediyete intikal etti. O günden bu yana her yıl, “10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü” kapsamında, ülkenin dört bir yanında saatler 09.05’i gösterdiğinde sirenler çalar, hayat durur. İki dakika süren bu sirenler çalmaya başladığında saygı duruşuna geçilir ve Atatürk’ün vefatına minnet gösterilmiş olur. Bu, yıllardır öğretilen bir anma ve saygı biçimidir.
***
Fakat Kahramanmaraş’ta yaşayan, vatanına, milletine, ecdadına, ATA’sına bağlı bir Türk evladı olarak 10 Kasım günü (bugün) içler acısı bir manzarayla karşılaştım. Saatler 09.05’i gösterdiğinde halk otobüsünde koltukta oturarak yolculuk yapıyordum. Siren sesleri yükselmeye başladı ve bir an içimi hüzün kaplayarak ayağa kalktım, saygı duruşuna geçtim. O an etrafıma bakmadığım için herkesin de benim gibi ayağa kalktığını sandım. Fakat kulağıma çalınan sözler, durumun hiç de öyle olmadığını gösterdi.
***
Otobüste benimle birlikte yolculuk yapan birkaç kişinin ağzından “Allah Allah, ne sesi bu, bir şey mi oldu acaba?” mırıldanmaları geldi. Ayağa kalktığım için otobüsten ineceğimi zanneden bir vatandaş bana bakarak, “İneceksen ben oturacağım” dedi. Aldırış etmeyince, “Yahu inecek misin, oturacak mısın? Deli midir nedir?” şeklinde sözler sarf etti. O an içimden pek çok şey demek geçti fakat “kime neyi anlatacağım” diyerek sustum.
***
Bu arada akan trafiği hiçe sayan bir Türk vatandaşı da arabasını sol şeritte dörtlülerini yakarak durdurmuş, aracının yanında ayakta sirenin bitmesini bekliyordu. Arkasındaki araçlar ise o kişiye kornalar çalarak “neden bekliyorsun” dercesine söyleniyordu. O ise hiç umursamıyordu. Gözlerim ona çarptığında mutlu oldum. “Hala birileri var” dedim içimden. Ama yaşadığım atmosfere moralim çok bozuldu. Koskoca otobüste bir tek kişi saygı duruşuna geçmemeliydi. Dediğim gibi, nice sözler söylemek isterdim ama ne kadar anlatırsan anlat, karşındakinin anladığı kadarsın.
***
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hiç kimse sevmek zorunda değil. Zaten hiç kimse birilerini sevmek zorunda değil. Fakat saygı bambaşka bir şeydir; herkes herkese saygı duymak zorundadır. 10 Kasım da zaten saygının bir göstergesi. Yoksa ATA’sını seven Türk vatandaşları her gün, her an seviyor. Bunun için 10 Kasım’ı beklemiyor.
***
Doğduğum, büyüdüğüm ve şu an yaşadığım şehirde o an bulunduğum yerde bu manzaraların olmasına çok üzüldüğüm doğrudur. Ama eminim ki herkes öyle yapmadı. Şehrin dört bir yanında sirenleri duyan vatandaşlar, gençler saygı duruşuna geçip minnet duydu; bundan şüphem yok. Tabii ki her toplumda, her toplulukta buna benzer şeyler oluyor diyerek şehrimin birkaç insanının yaptığı şeyi, şehrimin hepsine mal etmemeyi seçtim.
***
Üzerinde yaşadığımız toprakların her zerresinde nice kahramanların asil kanı var. Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bu kahramanların hepsi saygıyı hak ediyor. Umarım benim gibi genç nesiller, bundan sonra yetiştirecekleri gelecek nesilleri bu bilinçle, Türklüğe inançla, ATA’sına saygı ve sevgiyle yetiştirir.
Atatürk, unutturulmaya çalışılan ama asla unutulmayan bir liderdir. Kendi silinse, adı silinse düşünceleri kalır. Nesillerce aktarılır. Umuduyla...
***
Şairin de dediği gibi;
Gölgesinde yatıyorlar adının
Direğini söküyorlar çatının
Bunların anasının, avradının
Gayesi Türklüğe çelme başbuğum
Bizi sorma, ne ceza, ne berat var
Ne resmine dik bakacak surat var
Ne askerlik kaldı, ne de sanat var
Dilek tutuyoruz ilme başbuğum
Elini emiyor şimdi bal tutan
Kalmadı siperde, mevzide yatan
Gaziler diyarı mübarek vatan
Silme hıyar dolu, silme başbuğum