Kutlu olsun!

Yeni bir edebiyat sayfası daha bizimle birlikte olmaya başladı. Gelenek devam ediyor bunu sevinçle karşılıyorum. Köklerde olan hakiki öz kendi mecrasını bulmak için dem denilen zaman boyutuna ulaştığında dertli bir iki alp eren çıkıp VİRA BİSMİLLAH diyor.

Mehmet Yaşar, Ufuk Türk, Mehmet Raşit Küçükkürtül.

Maraş’ın doğal kotlarını okumada pek mahir kişiler.

Vakti takip edip tamda yaz sıcaklarında ihtiyacımız olan kültürel muştuyu bizimle Garbi Yeli adıyla her hafta gazetemizde sunmanın gayretine düştüler.

Haftalık sanat edebiyat sayfasında neler olur? Kırk Ambar tabir edeceğim türden bilgi ve hikmetleri Garbi Yelinde okumak en büyük dileğim.

Gündelik bilgi, sanat bilgisi, teknik bilgi, dini bilgi, felsefi bilgi yanında formel, matematik, doğa bilimleri ve insan bilimlerinin gündeme alınacak o kadar şekli var ki?

Memleketimizde yüceltilmeye çalışılan kutsat fakirlik yazıların konusu olmalı. İnsanları canından bezdiren sefalete kapı aralayan fakirlik asla bir imtihan aracı olarak gösterilip iman sahibi insanlar deli saçması olgularla karşı karşıya getirilmemeli.

Akıllı olmanın duygu dünyasına katacağı o sıçramayı hep göz önünde bulundurup edebiyat sayfası hazırlanmalı.

Maraş kültür haberlerinin sayfada yer alması da gerek.

Otoriteye yaranma adına yersiz övgülere kapı açmamak bu işin güzel tarafı.

Okuyan insanın değerinin takdir edilmesi yanında okuma heveslisi kişilerin belirli kıvamda tutulması icap ediyor.

Kültürel çalışma asla vitrin değildir. Şu duaya birlikte amin diyerek yol açıklığı dileğimi tamamlamak istiyorum.

“ Ya Rab! Devran senindir. Fermanına boynumuz kıldan incedir. Biz senin eşiğinde bekleriz ve kapından vazgeçmeyiz. Gidecek yerimiz sensin.

Ya Rab! Sana sığınıyorum. Utandırma beni hiçbir zaman. Adaletinle kurtar beni. Ruhumu ellerine bırakıyorum Ya Rabbim. Sığınağım sensin. Sevgin ne değerli Mevla’m. Çünkü yaşam kaynağı sensin senin ışığınla aydınlanırım.

Ya Rab! Sevgin sadakatin hep korusun beni, kulak yakarışına, gözyaşlarıma kayıtsız kalma, çünkü ben bir garibim senin yanında, bir konuğum bütün atalarım gibi, hiç kalır hayatım senin önünde. Her insan bir nefestir sadece. Geyik akarsuları nasıl özlerse, canım da seni öyle özler.

Ey Mevla’m, sensin benim Rabbim. Seni çok özlüyorum. Canım sana susamış kurak, yorucu, susuz bir diyarda, bu varlığımla seni anıyorum. Senin sevgin hayattan iyidir, bu yüzden dudaklarım seni yüceltir seni anar.

Ya Rab merhametine gark et beni!”