Ben sondan başlamak istiyorum: Evet. Doğal Afet Sigortaları Kurumu vatandaşı kandırıyor, vatandaşın bu konudaki bilgisizliğini kullanarak onları mağdur ediyor, hak ettiği tazminattan çok daha azını ödüyor. Üstelik bunu yaparken de vatandaşın avukatlar tarafından bilgilendirilmesinin ve hakkını aramasının önüne geçmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. O kadar ki; DASK koordinatörü televizyonlara çıkıp vatandaşlara avukatlardan uzak durmayı dahi öğütlüyor. Sözüm ona avukatlar, sigortalıların asla alamayacakları paraların, tazminatların peşine düşüyormuş(!) İşin aslını size anlatacağım. İster aylardır bu gazetede sizi koşulsuz şartsız ve karşılıksız bilgilendiren bana inanın ister DASK koordinatörüne…
DASK’ın ilk kandırması daha ihbar başvurusunda başlıyor. E devlet üzerinden DASK ihbarı yaptığınızda; Kimlik fotokopinizi, konutunuzun hasar durumunu gösteren hasar tespit raporunu ve tapu bilgisini sisteme yüklemenizi istiyor. Sisteme bu evrakları yükledikten sonra bir onay kutucuğu çıkıyor. Bu kutuyu işaretlemeden evrakları kaydetmeniz ve devam etmeniz mümkün değil. Peki, bu onay kutusunda ne yazıyor dersiniz? Sizin DASK’a karşı asla dava açmayacağınıza, hiçbir talepte bulunmayacağınıza, size yapılan ödemeden 1 kuruş fazlasını istemeyeceğinize, kısacası DASK’ın size uygulayacağı işlemi koşulsuz şartsız kabul edeceğinize dair bir taahhüt içeriyor bu onay kutusu. Sözde siz DASK’a karşı bütün talep ve dava haklarınızdan feragat etmeden size hiçbir ödeme yapmıyorlar. Esasen bu feragat ve taahhütün hukuk nezdinde hiçbir geçerliliği yok. İşte siz yarın hak ettiğiniz tazminatı talep ettiğinizde DASK size; “haklarınızdan feragat ettiniz, talepte bulunmamayı taahhüt ettiniz” diyecek. Siz eğer bu taahhüdün hiçbir geçerliliği olmadığını bilmezseniz –ki bir avukat sizi bu konuda bilgilendirmezse bilemezsiniz- DASK’ın cevabına boyun eğersiniz. İşte DASK daha sürecin başında sizin bilgisizliğinizden faydalanarak sizi mağdur edecek hareketler sergilemeye başlıyor.
DASK’ın vatandaşları kandırması bununla da bitmiyor. Hiçbir yasal dayanağı ve makul bir gerekçesi yokken, kendi kendine ödeme planı hazırlıyor. DASK kendince hızlı süreç yürütmek ve mümkün olduğunca az ödeme yapmak maksadıyla; az hasarlılar için sigorta bedelinin %15’i, orta hasarlılar için sigorta bedelinin %50’si, ağır hasarlılar için ise sigorta bedelinin tamamı şeklinde ödeme yapıyor. Ancak DASK’ın az ve orta hasarlılar için böyle bir yüzdelik üzerinden ödeme yapmasının hiçbir hukuki dayanağı yok. Zarar miktarı neyse onu ödemek zorundadır. Duvar çatlağı da; sıva çatlağı da hasar tespit raporunun az hasarlı olarak düzenlenmesine neden olmaktadır ancak duvar çatlağının zarar bedeli, sıva çatlağının zarar bedelinden fazladır. Bu sebeple DASK’ın bütün az hasarlılar için sigorta bedelinin %15’ini ödemesi ne hakkaniyete uygundur ne de akla yatkındır. Bunun yanı sıra; 5 duvarda duvar çatlağı olması da 10 duvarda duvar çatlağı olması da binanın az hasarlı olmasına sebebiyet vermektedir ancak 10 duvar çatlağının zarar bedeli, 5 duvar çatlağının zarar bedelinden iki kat daha fazladır. Bu nedenle; DASK’ın her iki durumda da aynı oranda ödeme yapması yine hakkaniyetsizdir. DASK’ın yapması gereken; ekspertiz görevlendirerek zarar miktarını tam olarak tespit ettirmek ve bu zarar miktarının tamamını karşılamaktır. Zira Deprem Sigortası; sadece sizin dairenizdeki hasarları değil, binanın ortak alanlarındaki(merdivenler, ara boşluklar, dış duvarlar) hasarları da teminat altına almaktadır. DASK; ilk ihbardan sonra sözde ekspertiz görevlendirmiş ancak sigortalılar hiçbir şekilde bu ekspertizlere ulaşamamıştır. Ekspertizler binaları incelemeye gelmemiş; Doğal Afet Sigortaları Kurumu da ekspertizleri çalışma yapmaya yönlendirmek yerine sırf daha az ödeme yapmak amacıyla kendince ödeme planı uydurmuştur. Hatta dahası; ekspertiz incelemesi yapılan sınırlı sayıdaki konutlarda dahi DASK gerçek zarar miktarını değil, yine sigorta bedelinin %15’i veya %20si oranında tazminat ödemiştir.
Eğer ekspertiz inceleme yapmamışsa ve binanızın zararının; size ödenen sigorta tazminat miktarından fazla olduğunu düşünüyorsanız, Sulh hukuk mahkemesinde delil tespiti talep ederek zararınızın miktarını mahkeme aracılığıyla tespit ettirebilirsiniz. Ardından bu tespit raporuyla arabuluculuk ve dava yolunda hakkınızı arayarak hakkınız olan tazminatı alabilirsiniz. Tabiki bir avukattan bu yönde bir bilgilendirme ve danışmanlık almadan nereden bilebilirsiniz ki haklarınızı? İşte DASK, sizi avukatlara karşı uzaklaştırmaya çalışarak hakkınızı aramanıza engel oluyor.
DASK ağır hasarlı ve yıkılmış binalarda sigorta bedelini ödeyerek sorumluluktan kurtulduğunu beyan ediyor. Daha önceki yazımda sigorta bedelinin belirlenme esasından, metrekare birim maliyetinden, bu maliyet tarifesinin belirlenmesinden, tarife güncellemesinden ve DASK’ın güncellemeye ilişkin bilgilendirme yükümlülüğünden bahsetmiştim. Esasen tek mesele bilgilendirme yükümlülüğü de değil. Bazı zorunlu sigortalara ilişkin olarak mevzuatta, poliçe geçerlilik süresi içerisinde tarife güncellemesi olduğu takdirde sigortalının yeni tarifeden faydalanabilmesi için zeyilname yapması gerektiği, bazı zorunlu sigortalara ilişkin mevzuatta ise sigortalının yeni tarifeden faydalanabilmesi için zeyilname yapmasına gerek olmayıp kendiliğinden yeni tarife üzerinden ödeme yapılması gerektiği kurala bağlanmıştır. Ancak zorunlu deprem sigortasına ilişkin mevzuatta ne zeyilname yapılmasına gerek olduğuna ilişkin ne de gerek olmadığına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Yani zorunlu deprem sigortası hükümlerinde; bu konuda bir boşluk bulunmaktadır. Bu boşluk ve mevzuat eksikliği, sigortalı aleyhine yorumlanarak; “sigortalının yeni tarifeden yararlanabilmek için zeyilname talep etme yükümlülüğü olduğu” söylenemez. DASK bu konuda da vatandaşı kandırmaktadır.
DASK’ın işgüzarlıkları bunlarla da kalmıyor. Eksik ödeme sebebiyle müvekkillerimiz için hukuki süreç başlatıyoruz. Arabuluculuk yoluna başvuruyoruz. Kurumun avukatı bize; “biraz daha ödeme yapabiliriz kurum yetkilileriyle görüşüp dönüş yapacağız” diyor. Sonrasında hiçbir şekilde bilgimiz ve haberimiz olmadan müvekkillerimize fazladan ödeme yapılıyor. Aklıma şu soru geliyor; “Madem fazladan ödeme yapacaktınız, neden arabuluculuğa başvurmamızı beklediniz?” İşte siz de bu soruyu sorun. DASK koordinatörünün dışladığı biz avukatlar sayesinde müvekkillerimiz fazladan ödeme alabiliyor. DASK ise sadece hukuk yoluna başvuranlara, hakkını arayanlara gerçek ve doğru ödemeleri yapıyor. Ancak maalesef ki sigortalıların ancak %10’u hakkını arıyor. Yani DASK sigortalıların %90’ına hak ettiği tazminatı ödemeyerek kar ediyor. Vatandaş zarar ediyor, kurum kazanıyor. Kim kimi kandırıyor? Takdiri siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.
Bütün bu açıklamalarım, anlatımlarım; avukatların mı Doğal Afet Sigortaları Kurumunun mu sizi kandırdığını apaçık bir şekilde gözer önüne seriyor sevgili hemşehrilerim. Sizi avukatlardan uzaklaştırmaya çalışanlara inanmayın, itibar etmeyin. Ancak şöyle bir gerçek var ki; sigorta aracıları kol geziyor. İşte bu aracılardan uzak durun, avukat sizi bulmaz siz avukatı bulursunuz, asla tanımadığınız avukatlara vekalet vermeyin. Avukat tutarken çevrenizden daha önce bir avukatla çalışmış kişilerden tavsiye alın. Sağlıcakla kalın.