İnsan, kendi içine dönmekten en çok korkan canlıdır. Kendi karanlığını duymak istemez, içindeki bağırışları bastırır, sessiz bir “iyiyim” perdesi çekerek yaşamaya çalışır. Ne var ki, insanın sakladığı her duygu, geceleri geri dönen bir misafir gibi kapıya dayanır.

Edebiyat da, psikoloji de bize aynı hakikati fısıldar: İnsan, anlatmadığı yerde çürür; anlaşıldığı yerde iyileşir.Bir şairin dizelerinde, bir terapistin sessizliğinde, bir dostun bakışında aynı köprü kurulur: İçeriden dışarıya doğru bir akış, bir boşalma, bir anlamlandırma süreci… Ve işte bu yüzden, terapi bir masa değil; bir aynadır. Aynanın karşısında görünen kişi de aslında bizden çok, “kendimizden kaçtığımız hâllerimizdir.”

1. TERAPİ İNSANIN KENDİ ROMANINA DÖNÜŞ ÇABASIDIR

Her insan bir romandır. Kimi bölümleri hızlı yazılmıştır, kimisi gözyaşıyla; kimi sayfalar aralanmış, kimi satırlar eksik bırakılmıştır. Fakat çoğumuz romanımızı hiç baştan sona okumayız. Psikolojik Danışma ve Terapi bu romanın editörlüğünü yapma fırsatıdır. Bir danışmanla konuşmak, kendi hikâyeni yüksek sesle işitmek, öfkene dipnot düşmek, çocukluğuna paragraf açmak, yarım kalan duygularına yeni bir cümle yazmak gibidir.

Bir şiirin ölçüsü varsa duygunun da vardır. Terapide kişi, duygusunun ölçüsünü bulur. Aşırılıkları törpüler, eksikleri tamamlar, ritmini yeniden yakalar. Ve insan ritmini bulduğunda, hayatı daha okunur, daha şiirsel, daha anlamlı hâle gelir.

2. ZİHNİN KÖR NOKTALARINA IŞIK TUTMA SANATI

Beynimiz bize bir oyun oynar; sürekli çalışır, sürekli düşünür, sürekli senaryolar üretir ama en kritik ayrıntı şudur: Kendi hatalı kodunu asla kendisi fark etmez.

Bir düşüncenin çarpıtılmış olduğunu, bir davranışın geçmiş travmadan beslendiğini, bir kaygının aslında bastırılmış bir korkunun yankısı olduğunu insan kendi başına kolay kolay göremez.

Psikolojik danışmanlığın gücü burada ortaya çıkar:

  • Danışman, kişinin duygu-düşünce-zihin üçgenindeki çatışmayı görünür kılar.
  • Bilinçaltındaki eski kayıtlar su yüzüne çıkar.
  • Duyguların ritmi ölçülür, düzenlenir.
  • Kaygı merkezinin çalışması çözümlenir.
  • Travma sonrası zihinsel “yeniden yapılandırma” gerçekleşir.

Bilim bize söyler; Travmatik anıların beyindeki işlenmemiş hâli, duygusal yoğunluğu sürekli tetikler. Terapi, bu ham kaydı işler, kodu yeniden yazdırır, geçmişin ağırlığını bugünden taşır.

Tıpkı bir şiirin kelimeler arasındaki boşluklara ihtiyaç duyması gibi, insanın zihni de nefes alacak alan ister. Danışmanlık, o alanı açar.

3. İNSANIN EN BÜYÜK SAVAŞI: KENDİSİYLE YÜZLEŞME CESARETİ

Terapi bir cümleyle anlatılabilir: “Terapi zor çünkü dürüstlük açıyor.” Gerçekten de öyledir. İnsan başkalarına karşı güçlü görünmek için maskeler takar, ama kendi iç dünyasında maske düşer.

Danışmanlık süreci;

  • Kişinin kendini kandırmasını engeller.
  • Yaraları inkâr etmeyi bırakmasını sağlar.
  • Öz-şefkat üretir.
  • İçsel diyalogu sağlıklı hâle getirir.
  • Kişinin hayata karşı duruşunu güçlendirir.

Geleneksel kültürde “kendi kendine hesaplaşma” diye bir kavram vardı. Terapi bu geleneğin bilimsel bir versiyonudur aslında. Bilgece, dingince, yöntembilimsel bir yüzleşme alanı…

4. İLİŞKİLERDE TERAPİNİN SESSİZ AMA KESKİN ETKİSİ

İnsan kendini anlamadan kimseyi anlayamaz. Bu yüzden bazen kişi kendi iç yarasını tanımadan evlilikte, işte, ebeveynlikte sorunlar çıkar. Terapi kişinin ilişki repertuarını genişletir;

  • Empati derinleştirir
  • İletişim becerilerini inceltir
  • Tartışma yerine anlamayı getirir
  • Bağ kurmayı güçlendirir
  • Terk edilme, değersizlik, kaybetme korkularının kökenini çözer

Her ilişki, iki kişinin çocukluğunun yankılarıdır. Bu yüzden terapi bazen sadece bugünü değil; kişinin çocukluk bahçesini de iyileştirir.

5. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE TERAPİ; RUHUN KENDİ SESİNİ BULMASIDIR.

Kimi insanlar dağlara çıkar nefes bulmak için, kimi kahveye, kimi şarkıya, kimi sessizliğe sığınır. Ama insanın en derin nefesi, kendi hakikatini duyduğu o danışmanlık ve terapi odasında başlar.

Psikolojik danışmanlık ve Terapi;

  • Kişinin iç haritasını düzeltir,
  • Ruhun kırık yerlerini onarır,
  • Zihnin düğümlerini çözer,
  • Hayata yeniden kök salmasını sağlar.

Ve evet… İnsan kırıldığı yerden değil, fark ettiği yerden iyileşir. Terapinin tüm büyüsü de burada saklıdır.