Kahramanmaraş’ta kış, soğuktan çok hatıralarıyla konuşulan bir mevsimdir. Yağmurun toprağa vurduğu ilk anda yayılan o tanıdık koku, akşam vakti şehrin üzerine çöken sessizlik ve ışıkları bir bir yanan evler… Bu şehirde kış, insanların içine işleyen bir huzur taşır. Ve o huzurun ilk habercisi her zaman tarhana kokusudur. Yazın özenle hazırlanan tarhana, kış aylarında tencereye girdi mi bütün evin çehresi değişir. Çocukluk anılarını hatırlatan bu koku, sofralarda bir sıcaklık değil adeta bir “ev” duygusu oluşturur.
***
Kışın bir diğer geleneksel durağı da kaplıcalardır. Ilıca’nın sıcak suyunda şifa bulmak, soğuk havanın yorgunluğunu bir an olsun unutmak Kahramanmaraşlıların yıllardır sürdürdüğü bir alışkanlıktır. Ailece yapılan bu yolculuklar; sohbetiyle, yol boyu yenilen çereziyle ve suyun buharı eşliğinde geçen uzun saatleriyle kışın hafızaya yazılan ayrı bir sayfasıdır.
***
Elbette şehrin kış hafızasında sobanın yeri bambaşkadır. Bir zamanlar her evin kalbi sobaydı. Çocuklar sobanın başında ısınır, büyükler odun atar, üzerinde çaydanlık hiç eksik olmazdı. Közlenen patatesin, ekmek kızarmasının, kestanenin kokusu evin içini doldururdu. Bugün çoğu evde doğalgaz kullanılıyor; pratik, temiz ve rahat… Ama sobanın o samimi birleştirici etkisini hiçbir şey tam olarak yerine koyamıyor. O çıtırtı sesi, odaklanmış sıcaklık ve herkesin aynı odada toplanma hâli hâlâ en sıcak kış anılarından biri olarak hafızalarda duruyor.
***
Şehrin kış ritüelleri sadece ısınmakla da sınırlı değil. Kahramanmaraş mutfağı kış akşamlarında adeta ayrı bir şölen hazırlar. Çayın yanına konan Maraş sucuğu, ince dilimlenip tabaklara dizildi mi sofraya hem sıcaklık hem iştah gelir. Şireler, yani pestil, pekmez, cevizli sucuk gibi üzümün bereketinden doğan tatlılar enerji verir; misafir geldiğinde ilk ikram edilenlerdendir. Samsa ise yumuşacık dokusuyla kış gecelerini tatlandıran özel lezzetlerden biridir. Bu yiyecekler sadece birer atıştırmalık değil; kış sofralarının bereket ve muhabbet sembolleridir. Ve bütün bu ritüelleri tamamlayan şey mahalle kültürüdür. Kışın soğuk akşamlarında bile komşuya bir tas çorba götürmek, kapısını çalıp “Bir ihtiyacın var mı?” demek Kahramanmaraş’ın değişmeyen sevgi dilidir. Mahalle aralarındaki bu sıcaklık, şehrin en sert ayazını bile ehlileştirir.
***
Kahramanmaraş’ta kış kimi zaman çetin geçer, rüzgâr sert eser, yağmur günlerce sürer. Ama bu şehirde insanlar bilir ki soğuk yalnız havadadır. Tarhananın kokusu, sobanın hatırası, kaplıcanın buharı, şirelerin bereketi ve komşuluğun sıcaklığı bir araya geldiğinde kış, Maraş’ta asla üşütmez. Çünkü bu şehirde kışı ısıtan, mevsimin kendisi değil; insanların yaşattığı gelenekler ve paylaştığı anılardır.