Hayat bir öğrenme sürecidir. Her meslekte, her çabada olduğu gibi edebiyatta da “ben oldum” demek kalemin bittiği andır. Bu öğrenme sürecinde eleştiri yön verir, yol açar. Makul olan eleştiriyi alıp kabullenmek, sana bir şeyler katacağını düşündüğün çıkarımları ders mahiyetinde almak, makul olmadığını düşündüğün eleştiriler üzerinde hiç durmamaktır. Tabi icra ettiğin iş ile ilgili eleştiri getirecek kişi yada kurumun o konudaki yetkinliği de eleştiriye ayrı bir değer katar.

Günümüzde eleştiri akıl dimağında bir üretim faaliyet yada eserin kötü yönlerini anlatma çabası olarak yer etmiş olsa da, eleştiri takdir ve teşekkürü de barındırır.

Ali BÜYÜKÇAPAR hocamız “Bir Kırık Bebek”  romanımızı zaman ayırıp okumuş, bir eleştiri yazısı kaleme almış. Eleştiriye karşılık sergilenmesi gereken tutum, daha önce belirttiğimiz üzere, eleştiriyi alıp kabullenmek, sana bir şeyler katacağını düşündüğün çıkarımları ders mahiyetinde almak, makul olmadığını düşündüğün eleştiriler üzerinde hiç durmamaktır. Ancak eleştiri teknik hatalar barındırıyorsa cevap hakkı doğması kaçınılmaz. Bu ahvalde;

1- Eserin roman yada uzunca bir öykü olup olmadığına dair başkaca edebi kalemlerin de görüşünü almak gerekir.

2-“…İki cinayet işleyen Esra liseyi bitirir” ifadesi zaman geçişi açısından romanın içeriği ile örtüşmemektedir.

3-“…İhmal edilen günlük hayat ve Zöhre Nur annesini boğar” kitapta böyle bir gelişme yada olay örgüsü yoktur.

4-“…kitap kapağından damlayan kan” Kitabın kapağındaki kırmızı renkler kan değil, yüzünü palyaço gibi boyamış psikolojik sorunları olan bir genç kıza aittir.

5-“…Deprem sonrası bunca acı yaşamışken kitabın kaosundan etkilendim” cümlesi, roman içerisinde bulunan taciz tecavüz cinayet olaylarının kendisini oldukça sarstığı aşikar. Romanın arka kapağında gerilim, psikolojik tahlil ve dram hikayesi olduğu belirtilmekte olup, tarafımızca kitabın amacına ulaştığının tespiti hüviyetinde. Ancak belirtmekte fayda var ki, taciz tecavüz vb. olaylar okuyucuyu rahatsız etmeyecek şekilde detaysız anlatılmıştır.

6-Eleştiri yazıları da bir edebi ürün olup, üstadımızın eleştiri yazısının bunca imla hatası barındırması da tarafımca yadırganmıştır. 

Kitapta belirtilen deprem ve sonraki zaman geçişi ile ilgili tespiti doğru ve yerindedir. Ancak roman, tarih kitabı değil, yaşanan yada yaşanabilecek olayların kurgusal anlatımından ibaret olup, yüzde yüz gerçekliği yansıtmak zorunda değildir. Bilakis roman 20 yıl sonra yaşanacak olayı da kurgulamıştır.  

Hayatın iyi güzel ve ahlaki taraflarını yazmakla hayat iyi güzel tozpembe olmuyor.  “Bir Kırık Bebek” hayatın var olan, görmediğimiz yada görmek istemediğimiz kirli dünyasına el atıyor.. Cinayetler, kaoslar, tacizler görmek istemesekte hep yaşanmaktadır. Edebiyat sanat, sanat hayatın resmidir. Hayat ve sanat her zaman beyaz değildir.  Hayata hep mutaassıp, ahlaki yada dini açıdan bakmak, edebi bakış açımızı kısıtlayacak, dünyaya hep aynı çerçeveden bakmak sonucunu doğuracaktır.

“Bir Kırık Bebek” ilk roman çalışmamız olup, yapıcı ve kayda değer gördüğümüz eleştiriler dikkate alınacak olup, Ali hocamıza tekrardan teşekkür eder, örnek teşkil edecek bir roman çalışmasını merakla beklediğimi ifade etmek isterim.