Bilgi denilince akan suların kesildiği zamanlara ulaştık. Yol gösterici olarak bilimin öne çıkarılması aslında Pozitivist dünya görüşünün özelliklerindendi böyle bir vitrin metafizik dünya anlayışına yer vermiyor bu da onlara hakimiyet alanı oluşturuyordu. “ En hakiki mürşit ilimdir” denilerek yapılanları düşünmek zorundayız.

Sembollerle aklın dünya ve ötesini kavrama becerisi ve feraseti olan ilimden ne kadar yararlanabiliriz? Varlık, bilgi, ahlak diye sıralayabileceğimiz insani varoluş alanlarının künhüne vakıf olmak da ilimlerden nasıl yararlanabilir medeniyet araç ve gereçlerini nasıl çıkartabiliriz? Bilgi ilişki biçimlerinin formatıdır günlük, sanat, teknik, dini, felsefi, bilimsel bilgi katmanların a ayrılır. Bilimsel bilginin de  matematik, doğa bilimleri, insan bilimleri diye ayrılması mümkündür. İnsan beden ve ruhtan meydana gelen özgür iradeli bir varlıktır. Binlerce yıldır devam  dünya hayatında insan biriciktir ve şahsiyet sahibi yaratılmış bir varlıktır. Dünya da bulunmak bir imtihan vesilesidir ve öteki alemlere hazırlık yeridir. İnsan yaratıcının halifesidir amacı dünya ahiret dengesini kurarak imtihanda başarılı olmaktır.

Peki bu nasıl sağlanacaktır?

Okuyup yazarak hayatımızı geçiriyor tefekkürle de yolumuzu çiziyoruz. Yazılı metinlerin sıkıcı olduğunu düşündüğümüzde “ ah konuşuyor gibi yazılsaydı” diye hayıflandığımız olur. Sohbet tadında olan edebi türler röportaj kitaplarıdır.

ZAMANIN TANIKLARI adıyla yayınlanan kitap tam da bu tarzın özelliklerini taşıyor. Eskilerin “ Abide Şahsiyetler” diye bildikleri kişilerin konuşmalarını dinlemek bahtiyarlıktı şimdi buna röportajlarla ulaşabiliyoruz. Günümüz fikir hayatına yön verenlerin neler yaşadıklarını kendi ağızlarından dinlemek ne  büyük bir erdem! Doğum, aile hayatı, köy, kent, öğretim hayatı, aşklar, çileler, milli ve manevi duygular, akide boyutunda yaşananlar, hapishane, mahkemeler, sürgünler ve daha neler, neler. İşte ZAMANIN TANIKLARI kitabında bize kendi dünyalarını açanlar: Hayreddin Karaman, Hekimoğlu İsmail, Süleyman Uludağ, Kemal Kelleci, İsmail Kazdal, Üstün İnanç, Şule Yüksel Şenler, Rasim Özdenören, Reşat Şen, Atasoy Müftüoğlu, Sadık Albayrak, İhsan Süreyya Sırma, Yılmaz Yalçıner, Bekir Karlığa, İsmail Kıllıoğlu,Metin Önal Mengüşoğlu, Beşir Eryarsoy, Ali Haydar Haksal, Ömer Özbay, Emine Şenlikoğlu, Hamza Türkmen, Burhan Kavuncu, İlhan Akıncı , Hasan Aycın, İsmet Uçma, Mahmut Erol Kılıç. Fikirleri ve davranışlarıyla öncü olan bu insanların samimi, kuşatıcı, duru, özgün, etkileyici ve sürükleyici diyaloglarıyla oluşturulan bu kitap elinizden düşmeyecek okudukça ilerleyen sayfalarda sizi bekleyen hoş hatıralara şahit olmanın tadıyla göneneceksiniz. “ Demokrasi modern zamanların dekorudur” (Sh.  ), “Dini bilgi avamlaştırılmamalı” (Sh.182), “ Müslümanların bir derdi vardı. O dert yok oldu. Oysaki derdi olmayan insan olmaz. Feridüddin Attar Öğütler kitabında diyor ki “ Dostum, pazara git kendine bir dert satın al. Bulamazsan gel benden ödünç al” …Derdi olmayan Seküler olur. Gider, gezer, yer, yaşar” (Sh.169) işte kitaptan birkaç hikmet. Birazda günlük ülkemiz hayatının sosyal olayları ile ilgili örnekler verelim. Süleyman Uludağ’ın tahsil hayatını sürdürmek için küçük kardeşi Osman’ın nüfus cüzdanıyla eğitim öğretim hayatının tamamlayıp okul çevrelerinde Osman diye çağırıldığını ya da çizer Hasan Aycı’nın sekiz yaşına kadar yürüyemediğini, Malatya da Şeyhlik yapmanın zorlukları, tercüme kitapların fikir hayatımıza etkileri, Milli Görüş, Mavera Dergisi ve çevresi, Büyükdoğu ve Necip Fazıl hakkında hiç bir yerde okuyamayacağınız bilgiler ZAMANIN TANIKLARI kitabında.

Soruları hazırlayan Emeti Saruhan geniş araştırmasıyla dikkati çekiyor siz de bu kitapla fikir ve amel dünyanıza yeni pencereler açacak bu tarz kitapların hep takipçisi olacaksınız.

Zamanın Tanıkları, Emeti Saruhan, Pınar Yayınları, 2014, İstanbul.