Bir dergi için en büyük övünç zaman denilen o sırra vakıf olmasıdır. Büyük düşünürler mekan ve zamanı hayatın önemli basamaklarından görürler ki el hakta öyledir.
Çeyrek yüzyılı geride bırakan Altınoluk dergisi M. Lütfi Arslan’ın genel yayın yönetiminde kararlı şekilde yoluna devam ediyor. Arslan bey derginin kadim yolunun tekrar ihya edilmesinde kendine düşeni yaptı ama mistik dergi yönetiminin acaba dünya da geldiği yer nedir?
Metafizik denilen alanın dünya ile teması kadim Nakşi yolunun öğretileriyle nasıl buluşturulmalı? Sekiz yüzyılı aşan yol bugün hangi formata ihtiyaç duyuyor? Kelimelerle yapılması gereken ihya da Altınoluk dergisi sanırım Lütfi Arslan Beyle daha ileri gider ama hangi saikler buna engel oluyor?
ALTINOLUK dergisinin Kasım sayısı “Akrabalık” temalı.
Eş, dost, akraba denir sıralamaya bakın ben bile eş, dost, akraba diye yazdım akrabanın yeri acaba üçüncü sırada mı?
Akrabalık hayatın ilk evrelerinde önemli tutulan ama ilerleyen zamanlarda üzerine düşülen görev ihmallerinden dolayı önemi gittikçe azalan bir bağ. Hak ve hukuk çerçevesine oturtulmadıktan sonrada gözetilmeyeceği ortada.
Hidayet Erdoğan Hoca Efendi kendisiyle yapılan röportajı tam da bu eksende ele almış kutlarım. Feraset diye buna derim. Kan bağı ve hamiyet üzerine bina edilen bu bağ aynı zamanda büyük kırılmalara da zemin bunu derginin ilgili bölümünden okuyun. Hidayet Hoca Efendinin diliyle yazalım “ akrabalık bağı kendi haline bırakılabilecek basit bir ilişki değil , Cenab-ı Hakk’ın doldurmamızı istediği hayati bir boşluktur” hoca daha ne desin.
Lütfi Arslan Bey yazısında yine kelamı kibarla bizleri kendine bağlıyor şu ifadeye bakın “ VARLIĞI KUCAKLAYAN EN BÜYÜK MANA MERHAMETTİR” .
Dergi okuyun etrafınızdaki olup bitenlere hikmet ehli insanların gözüyle tekrar bakın. Maddileşen hırçınlaşıp kendine ve başkalarına zarar veren insanlardan olmak istemiyorsanız bir değil birkaç dergiye abone olun paralarınızla dergi okuyun yoksa mızmız , mıymıntı ona buna kızan asabi bir insan olur çıkarsınız.
Kendi kozasını örmek zorunda insan. Konfor alanı ipek olan bu kozadan kelebek olarak çıkmak mı yoksa koza içinde kalıp ölmek mi? Tercih sizin .
ALTINOLUK DERGİSİ ABONE İÇİN 0 533 611 25 41 ARAYIN EY AZİZAN !