Ne yanlış hemen soracaksınız, doğru dediğim ise niye göre doğru diye bana cevap da yetiştireceksiniz biliyorum.

Yaşatılanlar doğru denilen hak ve hakikatle hiç uyumlu değil dahası Türk milletinin tecrübelerine uygun değil.

Kavramlar adlandırmaları kim yapıyor? Terör nedir barış nedir?

Sosyal olguları inadına vicdanları yaralayacak şekilde topluma yaşatmaktan maksat belli.

Harp darp görmüş insanlarız.

Kemal yaşa ulaştık ömrümüz kaç darbeye kaç oldu bittiye tanık oldu. Gelinen noktada barış adının bu kadar yanlış kullanıldığına bir daha tanık oldum ya bu aymazlığa ne desem boş.

Millet aklı ile siyaset aklı niye çelişip maşeri vicdan darmadağın ediliyor. Monarşik liberal ABD hakimiyeti bu cesareti nereden alıyor ki gözümüzün önündeki olayları tiyatro gibi seyretmemizi isteniyor. Ateş çemberi güneyden batıdan kuzeyden gelirken bunu gül bahçesi olarak görmek aziz milletimizin tarihi tecrübelerini yok saymak demektir.

Sulh isteyen cenge hazır olmalı diyen bir milletin ahfadıyız.

Dünya savaşının kuşatacağı bölgede yaşarken İsa’nın havarileri olmak zorunda bırakılırken yarınlara nasıl bakacağız?

Terör bir patırtıdır.

Aziz milletimizin buna verilen cevabı ortada iken barış adına başımızı öne eğmenin yaraladığı vicdanımızı nasıl yücelteceğiz?

Her halükarda sulh yaftasının ağır bedeli olur!

İnsanı yaşatan temel değerlerin başında onurlu hayat başta gelir milletlerin var oluşu bu can suyundan beslenir ki bu hayat kaynağı bulandırılırsa sonuç pek de iyi olmaz.

Savaş bir dünya dengesi iken bunu yok saymakla elimize ne geçer.

İnandığımız değerler ortada iman ettiğimiz hakikatler yanı başımızda öyle ise kim bizim dostumuz kim bizim müttefikimiz?

Milli değerlerin zemininde yol almalı tarihin acı tecrübelerinden çıkartılan dersler ihmal edilmemelidir.

Zamanın ruhu bu topraklarda hükmünü icra ederken buna lakayt kalmak aymazlık değil mi?

Aile başta olmak üzere dil , ahlak, din , zanaatlar, bilimler, iktisat ve devlet hakkında hangi zeminde bulunduğumuz bir daha paylaşılmalı ki Türk’ün o cengaver ruhu diri kalsın.

Gök girsin kızıl çıksın!