Türkiye’nin birçok ilinde sayısız fuara katıldım. En jan janlısından en ilkeline kadar gördüm. 04.09.2025’te Elbistan fuarına davet edildiğimde ilk fuarları olduğunu bildiğimden merak içindeydim. Bu fuarı belediye veya kültür bakanlığına ait bir kurum filan açmadı, yüreğini eline alıp; edebiyat, sanat diye koşan, bizi duyan olur mu diye çırpınan bir avuç insan açtı.
Birkaç ay önce şair Ömer Kaya başkanlığında kurulan Edebistan (Elbistan Edebiyat Derneği) , yine yeni kurulmuş olan Filosofia yayınları sahibi Muhammet İkbal Çiftçi’nin hareketi başlatmasıyla akademisyen ve araştırmacı yazar Mustafa Bostan’ın da katkı ve aktif destekleriyle fuar açma fikri yeşermiş can bulmuştu ve biz de işte fuardaydık. Belediye başkanı Erkan Gürbüz Beyefendi, kaymakam Muhammet Fatih Demirel Beyefendi’nin de destekleri hayli büyük olmuş. İlki başarmak yürek ister, bu kardeşlerimiz yoğun mesai harcamışlar, makamları destek için aşındırmışlar, afişleri gece yarılarına, bazen sabahlara kadar bilbortlara kedileri yapıştırmışlar. Düzeni ve koordinasyonu sağlamak, gelecek yayınevi ve yazarlarla iletişim kurmak kolay değil. Bu tür işleri belli başlı organizasyon şirketleri bile yaparken birçok eksik ve hata çıkar. Bir grup insanı eleştirmek haksızlık olurdu, biz gittik açılışı yaptık, kurdelemizi kestik ve başladı şenlik. Ulusal Kadın Yazarlar Derneğine de ayrıca bir stand vermişlerdi, dernek yönetim kurulu başkanı olarak bendeniz, yönetim kurulu başkan yardımcımız Tezay Tezcan Akkurt ve yine yönetimde olan şairimiz Tuğba Tezcan Akkurt ile standımıza yerleştik. Deneğimizin (Ulusal Kadın Yazarlar Derneği) Elbistanlı üyeleri eğitimci yazar -şair Seyhan Dedeler, yazar Kezziban Götürler de bizimle ilgilendiler ,ev sahipliği yaptılar, teşekkür ederiz. Her gün farklı yazar hanım fuara kitaplarıyla katıldılar.
Açılıştan hemen sonra belediye başkanı tüm fuar katılımcıları için bir mekanda kahvaltı verdi. Aslında her gün sabah ve akşam yemeği bir kişi ya da esnaf tarafından yazarlara ikram edildi. Bu hoş bir misafirperverlikti emeği geçenlere teşekkür ederiz. Ben Elbistan’ın ne kadar misafirperver olduğunu bilirim. Yıllardır sayısız söyleşiye, programa gitmişimimdir. Orada gönül dostları biriktirmişim, bundan daha güzel bir servet olur mu? Üçüncü günün sabahı tam standımın karşısına, Ceyhan Nehri kenarındaki masalara Elbistanlı dostlar benim için kahvaltı sofrası hazırladılar. Hanımlar marifetli, Ceyhan’ın manzarası muazzam, eş dost ve güzel bir sonbahar günü, böyle fuar dost başına dedirtti bana.
Ceyhan’ın kenarına çadır usulüyle kurulmuştu fuar, sonbaharın da müsaadesiyle hava koşulları rahatsız edici değildi ama akşama kadar fuar alanına toz yağdı diyebilirim. Etraftaki enkaz çalışmaları ve haliyle termik santralinin de havayı bunaltan pisliği derken boğazımız tıkandı, yüzümüz gözümüz toz içinde kaldı. Elbistan cennet gibi bir memleket iken çevreyi, doğayı kirletmek için ellerinden geleni yapmışlar. Elbette depremin bıraktığı olumsuz şartlardan bahsetmiyorum. Orada bir termik santrali var ki insanlarda ne sağlık bırakmış ne huzur.
Fuar boyunca belediye başkanı alanda halkla ve yazarlarla iç içeydi, akşam yapılan şiir programında şiir de okudu. Kaymakam sık sık fuarı ziyaret etti, her standa uğrayıp sohbet etti. UKAYDER(Ulusal Kadın Yazarlar Derneği )olarak desteklerimize teşekkür etti, bundan sonra da Elbistan’a edebiyat sanat alanında destekte bulunmamızı istedi, söz verdik. Tabi bu sözün altında kalmamak adına fuarın üçüncü günü ilçe milli eğitim müdüründen randevu alıp görüşmeye gittim. Elbistan’da yapabileceğimiz bir okuma projesinden bahsettim. Yardımcılarının da katılımıyla konuştuk. Önüme öyle prosedür getirdiler ki vaz geçme huyu olmayan ben bile yıldım. Herkes bizim gibi elini her taşın altına koymaz , yorulacak olan bizdik, üstelik bir menfaatimiz bile yokken ….
Fuara ilgi çok yoğundu diyemem, ziyaretçilerin kitap alma gibi bir istekleri yoktu, daha çok merak edip gelmiş gibiydiler. Benim dikkatimi çeken en önemli şey milli eğitimin fuar konusunda biraz ilgisiz olmasıydı. Okullar davet edilmiş ama sayılı okul öğrencileri geldi fuara. Belli ki alelacele, haydi çocuklar fuara gidiyoruz diyerek getirilmişler. Ön bir hazırlık yok, çocuklar kitaplara sadece baktılar. Almak isteyenler de hazırlıksız geldik diye boyunlarını büktüler. Oysa önce çocuklardan, gençlerden başlamalıyız okuma alışkınlığını edindirmeye. Sonra bu gençlik nereye gidiyor diye eleştirmeye hakkımız olmaz. Nereye gittiği belli. Toplumun okuma oranı belli.
Fuarın en eğlenceli standı Elbistan Kültür ve Sanat Derneği idi. Başkanı Fatma Doğuç da bir öğretmen . Ben kendim gibi birini bulmanın mutluluğu ile hocamla sohbet ettik. Dernek yeni açılmış ama bir kadın eli değdiği belli. Kısa sürede koro çalışmaları, tiyatro eğitimleri, okuma kulübü, resim ve kil çalışmaları derken bir sürü etkinliğe ve çalışmaya imza atmışlar. Gençler standda çaldı söyledi, biz dinledik. Tabi Afşin Halk Ozanları Derneği de sazları ile fuara güzel bir hava kattılar. Depremden sonra en çok ihtiyacımız olan sanat ve edebiyat olduğunu unutmadan bu tür organizasyonlara daha çok destek ve fırsat verilmeli. Hava gibi su gibi hepimizin ihtiyacı var.
Hoşça kalın dostça kalın