Ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları neticesinde sürücünün cezai sorumluluğundan geçtiğimiz aylardaki köşe yazımda bahsetmiştim. Meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde haksız fiili gerçekleştiren sürücünün yalnızca cezai sorumluluğu değil aynı zamanda özel hukuk bağlamında tazminat sorumluluğu da bulunmaktadır. Haksız fiil nedeni ile zarar gören haksız fiili gerçekleştiren kişiye karşı maddi tazminat taleplerinde bulunabileceği gibi meydana gelen olay neticesi ile duymuş olduğu acı, elem, keder ve ızdıraptan dolayı da manevi tazminat talebinde de bulunabilmektedir.
6098 sayılı TBK'nın 49/1. Maddesi uyarınca "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür." Bu nedenle haksız fiili işleyen kimse tazminatın asıl sorumlusudur. Ayrıca aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olan diğer kişiler de TBK m. 61 uyarınca müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uyarınca tazminattan sorumludurlar. Örneğin adam çalıştıran meydana gelen zarardan dolayı müteselsilen sorumlu olacaktır. Açılacak olan maddi ve manevi tazminat davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Ancak sürücü ve ruhsat sahibi dışında sigorta şirketine de dava açılacaksa bu davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerekecektir. Karayolları Trafik Kanunu uyarınca sigorta şirketine tazminat davası açmadan önce şirkete yazılı başvuru zorunluluğu olup yazılı başvuru sonucu 15 gün içerisinde cevap gelmediği veya olumsuz cevap geldiği takdirde zorunlu arabuluculuk sürecinin de tamamlanması ile dava açılabilecektir. Açılacak dava TBK ve KTK (Karayolları Trafik Kanunu) gereği araç sürücüsüne, araç sahibine ve sigorta şirketine yönelik açılabilecektir. TBK madde
53 hükmü ölüm halinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır şeklinde belirterek; Cenaze giderleri, Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar olarak sıralamıştır. TBK madde 54 uyarınca bedensel zararlar kapsamında davada talep edilecek zarar kalemleri ise; Tedavi giderleri (hastane giderleri, bakıcı giderleri vs) her türlü iş ve kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklindedir. Ayrıca Asliye Ticaret Mahkemesinde açılacak dava içinde maddi tazminat dışında Trafik kazası sonucunda da kural olarak kaza mağduru kişinin ve istisnai bazı hallerde kaza mağdurunun yakınlarının yaşadığı acı, elem, keder, ızdırap nedeniyle manevi bütünlüklerinde meydana gelen eksilmenin giderilmesi amacıyla manevi tazminat talebinde bulunulması da mümkündür. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus açılacak manevi tazminatın Sigorta Şirketine yöneltilemeyeceğidir. Manevi tazminatın miktarı meydana gelen zarar, mağdurun yaşamış olduğu acı ve elem ile tarafların sosyal ekonomik durumları gibi etkenler dikkate alınarak hakim tarafından belirlenecektir. Trafik kazası nedeniyle ileri sürülecek olan tazminat talepleri esasen haksız fiil sorumluluğu kapsamında değerlendirilse de tazminata sebebiyet veren davranışın suç teşkil eden bir fiil olması durumunda, ceza zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak tespit edilmesi önem arz etmektedir. Örneğin taksirle yaralama suçuna sebebiyet verilen bir fiil meydana geldiği takdirde tazminat davasının açılması için 8 yıllık bir zamanaşımı süresi öngörülmüştür.
Sonuç olarak haksız fiile neden olan araç sürücüsü yalnızca cezai sorumluluğu bulunmamakta olup mağdurun maddi ve manevi zararları istisnai hallerde ise mağdurun yakınlarının da yaşamış olduğu acı, elem, keder ve ızdırap nedeni ile manevi bütünlüklerinde meydana gelen eksilmelerden dolayı tazminat sorumluluğu bulunmaktadır.
Av. Ahmet KAZANCI