Geçtiğimiz hafta sayın adalet bakanı Yılmaz Tunç şehrimize gerçekleştirmiş olduğu ziyaret ile deprem konutları, deprem kaynaklı davalar ve Kahramanmaraş'a yapılması beklenen yeni adliye binası ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

BİNALARIN YIKILMASINA KUSURU OLANLAR MUTLAK SURETLE CEZALANDIRILACAK

Sayın bakan yıkılan binalara ilişkin yürütülen ceza yargılamaları ile ilgili binaların yıkılmasına ilişkin gelen raporlardaki çelişkilerin giderilmesi ve bir fikir birliği neticesinde dosyaların karara bağlanmasının önemini vurguladı. Ayrıca bakan yıkılan binaların bazılarının yarım asırlık olması, depremin şiddeti, ikici kez tekrar etmesi ve dönemin deprem mevzuatı gibi unsurların ortak değerlendirilmesi gerektiğini ve bunun adalet teşkilatı için alışılagelmişin dışında olması nedeniyle zor bir durum olduğunu da belirtti. Sayın bakanın özellikle kamu görevlileri yönünden ihmali olanlar mutlaka cezalandırılacaklar sözleri oldukça önemliydi. Ancak bu sözlerin içinin de biran evvel doldurulması gerekmekte. Zira aldırılan bilirkişi raporları ile depremde kusuru olduğu belirtilen kamu görevlilerinden bir kısmı halen mevcut görevlerine devam ederken bir kısmı da terfi almış vaziyette. Sayın bakanın bu konuşmayı yaparken durumdan haberdar olduğunu zannetmiyorum ancak süren ve sonuçlanan deprem dosyaları ile ilgili veriler paylaşan sayın bakana bu hususun yapılan ziyaretler sırasında belirtilmemiş olması da büyük bir eksikliktir. Sayın bakanın yıkılan binalara ilişkin devam eden dosyalarda kusuru bulunan kamu görevlilerinin halen işlerine devam ettiğini kendi çaba ve araştırması ile öğrenmesi beklenemez. Ancak ilimize sorunları bizatihi yerinde tespit etmek gayesi gelen sayın bakana depremde yakınlarını kaybetmiş ailelerin en büyük sorunu ve isyanı olan kamu görevlileri hakkında malumat vermemek toplumumuzun her alanında görülen ''kraldan çok kralcılık'' hastalığının bir yansımasından başka bir şey değildir.

ŞEHRİMİZE MODERN ADALET SARAYI

Sayın bakanın yapmış olduğu açıklamalarda merakla beklenen bir hususta hiç şüphesiz bir süredir yapılması konuşulan yeni adalet sarayıydı. Yeni bir adalet sarayı mı inşa edilecek yoksa mevcut adliyenin yanına ek bir bina mı yapılacağı hususundaki tartışmalar sayın bakanın yapmış olduğu açıklama ile son buldu. Sayın Tunç şehrimize modern bir adalet sarayı inşa edileceğinin müjdesini verdi. Mevcut adliyemiz çok yetersiz kalmakta gerek adalet teşkilatı gerekse de vatandaşların hiç bir ihtiyacına karşılık veremeyecek duruma geldi. Vatandaşlar duruşma ve işleri için geldiği adliyede otopark olmaması nedeni ile park yeri dahi bulamayıp üstüne bir de park cezası ile karşı karşıya kalmakta. Sayın bakanın ziyaretleri olmasa ''kraldan çok kralcı'' geçinen ve şehrimizin sorunlarını iletmesini beklediğimiz kimseler yüzünden bu meselenin çözüme kavuşması neredeyse imkansız bir hale gelirdi. Sayın bakan proje aşamasının sona geldiğini vurguladı ancak projenin ne zaman tamamlanacağı, inşaat ve faaliyeet sürecine ilişkin ise bir tarih vermekte kaçındı. Tamamlanma tarihi ve inşaat sürecine ilişkin açıklama yapılmamasını anlamakla birlikte ihale sürecine ilişkin açıklama yapılmaması yeni yapılacak adalet sarayının adalet bakanlığına ait olan adalet ormanları bölgesine yapılacağının işareti olarak yorumlamaktayım. Proje aşamasının ne zaman tamamlanacağı hususunda da tarih vermeyen sayın bakanın açıklamalarından yeni adalet sarayının yakın gelecekte faaliyete geçemeyeceğini çıkarmak mümkün.

Mevcut adalet sarayımızın yapılışının üzerinden henüz 15 yıl geçmemiş olmasına rağmen hiç bir ihtiyaca karşılık veremeyecek hale gelmesinden bir ders çıkarılmış olmasını umut ediyoruz. Mevcut adliyenin etrafına avukatlar için pek çok ofis binası yapılmış ve halen yapılmaya devam etmekte iken yeni bir adalet sarayı projesi ile adliyenin taşınması geçmişte yapılan plansızlıkların ve bu şehri küçük görmenin bir yansımasıdır.

Yapılan açıklamalar ve verilen müjdeler her ne kadar sevindirici olsa da helen yüz binlerce depremzedenin adalet arayışında olduğunu, kusurlu bulunan kamu görevlilerin halen görevlerine devam ediyor olmasının vicdanları yaraladığını ve en önemlisi tüm bu sorun ve adalet arayışına yeni adalet sarayının değil adaleti kendisine şiar edinen bir tam bağımsız yargı teşkilatın cevap verebileceğini unutmamak gerekir.

Av. Ahmet KAZANCI