Toplumların huzuru, bireylerin haklarını koruma biçimiyle doğrudan ilgilidir. Bu noktada sıkça karıştırılan iki kavram karşımıza çıkar: eşitlik ve adalet. Her ikisi de insanlık tarihinin en önemli idealleri arasında yer alır; ancak anlam bakımından birbirinden farklıdır.
Eşitlik, herkese aynı koşulları sunmaktır
Eşitlik, kelime anlamıyla herkesin aynı haklara, fırsatlara ve imkânlara sahip olması demektir. Yani eşitlik anlayışında “herkese aynı” ilkesine vurgu yapılır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır: İnsanlar doğuştan aynı koşullara sahip değildir. Kimisi güçlü, kimisi zayıf; kimisi varlıklı, kimisi yoksul bir çevrede dünyaya gelir. Bu nedenle, herkese aynı şeyi vermek bazen adil sonuçlar doğurmaz.
Adalet, herkese hak ettiğini vermektir
Adalet ise, bireylerin farklı ihtiyaçlarını ve koşullarını gözeterek, herkesin hak ettiğini almasını sağlamak anlamına gelir. Başka bir deyişle adalet, “herkese aynı” değil, “herkese hakkını” vermektir.
Bu farkı anlamak için şu örnek oldukça açıklayıcıdır: Bir okulda, boyları farklı üç öğrenci bir duvarın arkasındaki maçı izlemek ister. Her birine aynı boyda bir tabure verilirse (eşitlik), kısa boylu olan yine göremez. Fakat her biri kendi boyuna göre farklı yükseklikte tabureye çıkarsa (adalet), herkes maçı izleyebilir. İşte eşitlik ile adalet arasındaki fark budur.
Toplumsal yaşamda denge arayışı
Modern hukuk sistemleri, eşitlik ve adalet kavramlarını bir arada ele alır. Yasalar önünde herkesin eşit olması esastır; ancak bu eşitlik, adaletin bir parçası olarak uygulanır. Örneğin, engelli bireyler için tanınan bazı ayrıcalıklar, eşitliğe aykırı değil, aksine adaletin bir gereğidir. Çünkü adalet, dezavantajlı grupların topluma eşit katılımını mümkün kılmak için eşitlikten farklı uygulamalara izin verir.
Eşitlik, adaletin bir aracıdır
Sonuç olarak eşitlik ve adalet birbirini tamamlayan ama aynı olmayan iki kavramdır. Eşitlik, adaletin gerçekleşebilmesi için kullanılan bir araçtır; ancak tek başına adil bir düzen kurmak için yeterli değildir. Gerçek adalet, insanların farklılıklarını dikkate alarak herkese hak ettiği değeri ve fırsatı tanımaktan geçer. Çünkü eşitlik herkesin aynı noktada başlamasıdır; adalet ise herkesin aynı hedefe ulaşabilmesi için gereken desteği görmesidir.