Mansur Ahengi tabirinden ilk önce ne anlarım diye kendime sordum. İlk kelime o kadar tanıdık ki manası için gönlüme dönmeme gerek kalmadı. Ahenk ise zıtlar arasında bulduğum dengeden başka ne olabilirdi ki?

Mansur çoşan bir ırmağın bitmeyen uğultusu!

Telmih sanatı bize zamanı tanıklığa çağırır. Hallaç bu işin, aslı gönüllerde ki sırları pamuk gibi atıp altüst etmeye delalet eder.

Ah eski zamanlar geçmişin kelimeleriyle yaşanmak zorunda bırakılan demler. Pamuk tarlası görmemiş insanlar hallacı bilmeyen adamlar size ne anlatmalı dahası niye anlatmalı?

Sormuyor susuyor Erciyes’e bile bakmıyorsunuz ki?

Varlık, bilgi, ahlak tan mı dem vursam ya da madde, hayat ruhtan mı acaba aralarında ki münasebetlere mi değinsem ya da sussam hep sussam mı?

HÜSNÜNÜN AKSİN RUH-U DİLBERDE PEYDA EYLEDİN

ÇEŞM- İ AŞIKTAN DÖNÜP ANI TEMAŞA EYLEDİN

Felsefe derler bir ilim vardır bu insanın cevaplarının sorularla açılması iken karın doyurmaya alet edenlerin elinden pek de şikayetçidir. Bilgi denilen sırrı şöyle bir aralayayım. Gündelik bilgi, sanat bilgisi, teknik bilgi, dini bilgi, bilimsel bilgi, felsefi bilgi kademelerinde dolaşmayana ne demeli?

BİR AVUÇ HARE BIRAKTIN CAM-I AŞKIN CÜRASIN

AKIL Ü DANALARI MECNUNU ŞEYDA EYLEDİN

“Söz nasıl şiir olur? Bu sorunun yanıtını versek , yanıtı kullanarak şiir yazılır mı? Hayır.

O halde niçin soruyor ve yanıt arıyoruz( Estetik ve Sanat Felsefesi ,Ömer Naci Soykan. sh 256)

AB Ü GİRDE GÖSTERİP ENVAR- I HÜSNÜNDEN NİŞAN

ANIN İLE DİDE – İ AKLI MÜCELLA EYLEDİN

Şiiri anlamak istiyorum ama bu o kadar da kolay değil. Şairin tüm duyumlarından devşirdiği birliği kendi ruhumuzda kurmadıktan sonra şiiri anlamaktan bahsetmemiz abesle iştigaldir.

MANSUR AHENGİ adlı MÜRSEL SÖNMEZ ‘ in şiirleri için geniş bir çerçeve çizdim. Bu şiirler için Şahin Uçar’ın VARLIĞIN MANA VE MAZMUNU adlı kitabının okunmasını dilerim.

Kitapta neler var? Tek kelimeyle yazarsam : MELAMETLİK

Kitaptan okuyalım hele “ ah şu inanmalar inanmamalar/ ah kokuya sağır kalkık burunlar/ bilseler bir/ gece geceye çarpıyor/gündüze gündüz/aynı şarkıyı söylüyor/aynı mızrab aynı tel/bilseler/bir/ikisi de aynı kokuyu soluyor aslında/aynı yalanı/birisinde inanılmaz/diğerinde inanılır olan sensin/Tanrı’m/inanılmazsın” (sh.72) Daha ne diyeyim ki ey azizanlar!