Milliyetçi Hareket Partisi içindeki anti demokratik uygulamaları, seçilen delegelerin parti genel başkanını seçme hukuksuzluğu, parti içindeki yolsuzluk ile, bazı ilkesiz politikaları gerekçe göstererek partisinden ayrılmıştı sayın Akşener.

Doğal olarak vatan, millet, bayrak sevgisi ile haşır neşir olmuş, milliyetçilik ilkesini benimsemiş, ülkücü yüreklerin içinden kopup gelen bir parti ve liderinden, rahatsız olduğu sirayetlerden ayrılarak daha iyi, daha temiz daha ilkeli, daha çok vatan sevgisi ile dolu bir parti, bir lider, bir kadro beklentisi oluştu.

Yok, Meral Akşener’e kimse şuana kadarki duruşu ile ilkesiz, kirli, yanar döner diyemez. Parti içi antidemokratik uygulamalarından bahsedilemez. Kendi bildiği doğrularda dimdik gitti bile denilebilir. Hatta Fetö ile irtikap ve iktisabı olduğuna dair güçlü söylemler bile balon  çıktı denilebilir.

Meral Akşener hakkında asıl merak edilen, ülkücü bir camia içinden çıkıp gelen bir insan olarak neden sola, özellikle CHP içindeki ulusal sola neden bu kadar yakın olduğu?

Ulusal sol kavramını açacak olursak, Deniz Baykal zihniyetinden gelip, dini değerleri yok sayan, laikliği ikinci bir din gibi uygulayan, devlet yönetimine seküler bakış açısı ile yaklaşan, sayın Kılıçdaroğlu’nun yumuşak, öz değerleri ile barışık siyasetinden uzak bir sol anlayışı ulusal sol.


            Meral Akşener ve İyi parti, önünde Deva, Demokrat, Gelecek, Saadet, Yeniden Refah Partisi gibi birlikte yol alabileceği, fikri, zikri olarak rahat yol kat edebileceği , uzun ömürlü ittifaklar oluşturabileceği, ideolojik olarak kendisine yakın kişi ve siyasetçiler ile bir araya gelip ikinci bir sağ ve gerçek anlamda AKP’ nin alternatifi olma seçeneği varken neden hep sola yakın bir duruş sergiliyor?

HDP mi, yok, sayın Akşener in onlar 6 li masada olursa biz kalkalım onlar oturdun çıkışı bizim için yeterli.



            Ancak Canan Kaftancıoğlu gibi radikal solun, Deniz Baykal uzantısı ulusal solun devamı kişilerle bunca yakın durmak, Demirtaş’a ve HDP ye ailece sempati duyan bunu saklama gereği duymayan İmamoğlu’na bunca sempati duymak , kardeşçe de olsa sarılmak...

Sola bunca yakınlık, bunca sempati neden?


Ben bilmiyorum...

Ya siz?