Geçen hafta içinde Maraş bilbordlarında gördüğüm afiş kültürel bir toplantının duyurusunu yapıyor ve davette bulunuyordu.

Sezai Karakoç okuyan yazan insanların bir vesile ile tanıdığı aydın kişilerdendir. Diyarbakır doğumlu olan Sezai Karakoç yatılı olarak ortaokulu 1950 öncesinde Maraş ta tamamlamış Antep Lisesi sonrasında da Ankara da Mülkiyeyi bitirmiş kamu hizmetinde bulunmuştur. Adı okullara verilen yazar aynı zamanda fahri hemşehrilik  beratıyla da taltif edilmiştir. Sezai Karakoç bu yazının konusu olmadığından bu girişi yeterli buluyorum.

“Kırkbirinci Saat Sezai Karakoç Kolukyumu 26/ 27 Kasım 2022 tarihlerinde NFK de yapılacaktır.” Bilbordlar da okuduğum ibare buydu dikkatimi çeken kelime KOLUKYUM oldu acaba manası nedir diye sözlüğe bakma ihtiyacı duydum. Kubbealtı Luğatı KOLUKYUMU şöyle tanımlıyor : “ Latince bir isimdir.  Bir kimseye doçentlik ünvanı verilebilmesi için jüri tarafından yapılan, öğretim üyelerinin dinleyici olarak katıldığı sözlü sınav” .

Acaba nasıl bir toplantı düzenleniyordu?

Kim doçent ünvanını alıyor jüri kimlerden oluşuyordu?

Bu düşünceler içindeyken program içeriğine bakınca yapılan etkinliğin daha farklı olduğunu gördüm. Yapılan kültürel toplantı bilgilerime göre bu adı taşımamalıydı.  Geçmiş yıllarda edindiğim bilgileri hatırladım, şunlar aklıma geldi.

Grupla yapılan öğretim teknikleri şu adları taşır:

Beyin fırtınası, gösteri, soru- cevap, drama, rol oynama, büyük grup tartışmaları, küçük grup tartışmaları.

Bunlara ilave olarak : münazara, sempozyum, panel , forum, zıt paralel, seminer, çember, açık oturum, kollegyum’ u sayabilirim.

Biraz daha bilgi verelim öğretim teknikleri : brifing, söylev, altılı şapkalı düşünmeyi ilave ederek bilgi sağnağını tamamlayalım.

Sezai Karakoç adına yapılan bu toplantının adı SEMPOZYUM dur.

BİLGİ ŞÖLENİ de diyebileceğim bu etkinlik KOLUKYUM değildir.

Tanım ve adlandırmaları doğru yapmak kültürün doğasıdır. İlgi çekmek ayrı bir konudur bunun nasıl yapılması gerektiği ehlince çok iyi bilinir.

Maraşımız kültürel çalışmalarla şenlenmeli bu alttan yukarıya doğru bir sıra izlemelidir. Yapılacak her kültürel etkinlik öncelikle okullara paylaştırılıp katılım için zorunlu bir takvim uygulanmalı, çeşitli kurumlarda kalan onlarca genç insan bu tür toplantılara teşvikle getirilip götürülerek salonun doluluğu sağlanmalıdır. Her toplantı da boş koltuklara yapılan tebliğlere son verilerek salonlar dinleyicilerle şenlendirilmeli idareciler toplantıyı ilk terk eden kişiler olmamalıdır. Yerelde bu işin uzmanı olan kişiler varken hikmeti çok uzaklar da aramanın beyhude olduğu da unutulmamalıdır.