Bu şehir yüksek sesle konuşmayı sevmez.
Kahramanmaraş, derdini bağırarak değil, içine atarak anlatır. Belki de bu yüzden çoğu zaman duyulmaz. Burada sorunlar vardır ama şikâyet azdır. Eksikler hissedilir ama yüksek sesle dillendirilmez. İnsanlar alışmıştır; sabretmeye, beklemeye, “bir şekilde olur” demeye… Bu hal, bir vakarın mı yoksa uzun yılların yorgunluğunun mu sonucudur, ayırt etmek zor. Kahramanmaraş’ta herkes bir şeylerin farkındadır aslında. Halledilmeyen ve ötelenen meselelerin, ağır ilerleyen süreçlerin, cevapsız kalan taleplerin… Ama bu farkındalık çoğu zaman kelimeye dökülmez. Çünkü bu şehirde ses yükseltmek ayıp sayılır. Çünkü burada “çok konuşan” değil, “çok dayanan” makbuldür.
Ancak suskunluk her zaman erdem değildir.
Bu şehir yıllardır üretir. Tarlada, atölyede, dükkânda… Üretir ama karşılığını istemekte çekingen davranır. Talep etmek yerine kabullenmeyi öğrenmiştir. Oysa talep etmek nankörlük değil, hakkını aramaktır. Ve bir şehrin gelişmesi, sadece sabredenlerle değil, konuşanlarla da mümkündür.
****
Kahramanmaraş’ın sesi kısık çünkü beklentilerini yüksek sesle ifade etmeyi öğrenememiştir. Sorunlar konuşulmadıkça çözülmez. Görmezden gelindikçe büyür. Sessizlik, bazen en büyük engeldir. Bugün birçok mesele “nasıl olsa düzelir” diyerek öteleniyor. Ama bazı şeyler kendiliğinden düzelmez. İstemenin, sormanın, hatırlatmanın zamanı gelir. Aksi hâlde şehir, kendi içine kapanır; dışarıdan bakıldığında “sorunsuz” ama içeriden bakıldığında yorgun bir hâl alır.
Bu yazı bir sitem değil.
Daha çok bir hatırlatma.
Kahramanmaraş, sakin duruşuyla, sabırlı insanlarıyla, köklü geçmişiyle her zaman ayakta kalmayı başarmış bir şehir. Sessizliği çoğu zaman asaletten, geri duruşu da saygıdan gelir. Bu tavır, bu toprakların mayasında vardır. Ancak zaman zaman hatırlamak gerekir: Anlatmak da bu şehrin hakkıdır. Konuşmak, talep etmek, çözüm aramak; ne kırıcıdır ne de ayıp. Aksine, şehrine sahip çıkmanın en doğal yollarından biridir. Kahramanmaraş’ın sesi yükseldiğinde kimse rahatsız olmaz. Çünkü bu ses öfkeyle değil, sağduyuyla çıkar. Bu şehir, konuştuğunda bile incitmeden konuşur. Derdini bağırarak değil, nezaketle anlatır. Belki artık biraz daha duyulur olmak gerekiyor. Kendini anlatan, beklentisini dile getiren, geleceğine sahip çıkan bir şehir olmak… Bunu yaparken de kendi edebini, kendi ölçüsünü kaybetmeden.
***
Kahramanmaraş’ın söyleyecek çok sözü var.
Ve bu sözler, doğru zamanda, doğru dille söylendiğinde bu şehre yakışanı bulacaktır.