Kahramanmaraş’ta günlerdir yazıyoruz, söylüyoruz, anlatıyoruz. Onikişubat Milli Eğitim’deki taşımalı eğitim ihalesinde dönen dolapları gözler önüne seriyoruz. Ama ne oluyor? Hiçbir yetkili çıkıp da “Bu nedir, bu rezaletin hesabı verilmelidir” demiyor. Demek ki ya herkes bu işlerin farkında ama susmayı tercih ediyor, ya da gerçekten bu şehir sahipsiz bırakılmış.
***
Depremden sonra zaten yıkılmış bir şehirde, kaçak yapılaşmanın haddi hesabı kalmadı. Denetim mi? Yaptırım mı? Yok! Onikişubat’ın en pahalı semti olan Binevler’de, Uzun Çarşı’da “Özmin Eşarp” tabelasıyla faaliyet gösteren bir mağaza, köşe başına kaçak işyeri yapmış, işletmeye devam ediyor. Diğer yandan esnaf kirasını ödemek için bankalara, borçlara gömülüyor. Bu firma ne kira veriyor ne de tabela vergisi. Vergisini ödeyen, kirasını denkleştirmeye çalışan dürüst esnafa yazık değil mi?
***
Hele bir muhtar var ki, pes doğrusu! Park içine yapılmış küçük muhtarlık binasını büyütmüş, kendine adeta villa kondurmuş. Devletin arazisi üzerinde kaçak yapı yapıyor, hem de sözde “millete hizmet” için seçilmiş bir isim. Buna göz yumuluyorsa, yarın başka muhtarlar da örnek alır.
***
Sanayi tarafına geçelim… Havasını kirlettiği için hakkında kapatma kararı verilen bir fabrika var. Bir kurum, onay vermediği için kapatma kararı bekletiliyor. Yani vatandaşın ciğeri hiçe sayılıyor, doğa katlediliyor ama mevzuat oyunlarıyla o fabrikanın bacası hâlâ tütmeye devam ediyor.
***
Orman arazilerine yapılan villaların haddi hesabı yok. Ahırdağı yamaçları delik deşik edilmiş, talan edilmiş. Doğa katliamı göz göre göre sürüyor. Ama ses çıkaran var mı? Yok! Denetim nerede? Yaptırım nerede? Sözde çevreye duyarlıymış gibi demeçler verenler nerede?
***
Ve en büyük ayıp: Aksu Çayı.
Yıllardır zehir akıyor, yıllardır bu kentin en büyük kanayan yarası. Temizlenecek dediler, söz verdiler, açıklama yaptılar… Hepsi hikâye! Kimse bu pisliği temizlemeye ne niyetli, ne de yeterli. Bu şehre giren bir yabancı, daha ilk adımını attığında neyle karşılaşıyor? Şehir tabelasının yanında mis gibi(!) pis koku. Bu mu Kahramanmaraş’ın reklamı? Bu mu misafirperverliğimiz? Şehre b..k kokusuyla girmekten daha utanç verici bir tablo olabilir mi?
***
Kahramanmaraş’ta işler böyle yürüyor. Kaçak yapılar, sahipsiz çaylar, göz yumulan fabrikalar, devlet arazisine villa diken muhtarlar… Ve yetkililerin derin sessizliği.
Biz yazıyoruz, söylüyoruz ama kimsenin umurunda değil. Çünkü bu şehirde sorunları çözmek yerine, üzerini örtmek daha kolay. Ama unutulmasın; örtülen her gerçek, yarın daha büyük bir skandal olarak patlar.