Veresiyeyi seven biri değilim, lafım peşin ve idrak sorunu olmayanlara. Yok eğer, idrak yollarında iltihaplı iseniz, bu yazıyı okumayın daha iyi. Çünkü krize girer, zıvanadan çıkar, kaportanız bozulur, ayarınız kaçar!

İdrakte sorunu olmayanlar okusun demem o yüzden! Şayet ve eğer kronik vaka iseniz, bir doktora görünmenizde yarar var! Bakın size tavsiye ediyorum ve bu kıyağımı da lütfen unutmayın, hele hele bayram üzeri…

Şekerimi de unutmazsınız umarım ve dilerim.

Beklerim de!

Şimdi gelelim fasulyenin nimetine.

Erken seçim mi ne var bilemiyorsun, bakıyorum saha hareketli. Tüm partiler seferberlik ilan etmiş gibi, hazır kıta bekliyor ve herkes de iktidardan söz ediyor. Nasıl olunacaksa?

Ramazandı, bayramdı derken, onlarda geride kaldı. Şimdi de Kurban Bayramına doğru ilerliyor zaman. Zaten sadece ramazan ve kurban bayramlarında ortaya çıkan, hayır ve hasenat dağıttığını söyleyen dernek ve vakıfların hiçbir zaman ciddiyetine, samimiyetlerine inanamayan ben, dini duyguların bu kadar incitildiği, kullanıldığı ve istismar ettiği başka günlere rastlamıyorum.

*

Sanki yarın seçim varmış gibi, bakıyorum herkes potansiyel belediye başkanı, potansiyel il başkanı, potansiyel milletvekili adayı gibi bir hareket, bir hareket ki sormayın gitsin!

Seçim malzemesi olarak gösterildiği kesin. Her ne kadar ramazan geride kaldıysa da, senin benim paramla garibanlara, ihtiyaç sahiplerine dağıtılan ramazan paketleri önünde poz verenleri de kınıyorum. El kesesiyle cömert davranıyorsunuz! Sonra o fotoğraf çektirmeler neyin nesi birader!

Artist misiniz siz?

*

Hani ibadet de gizliydi, kabahat de… Hani bir elin verdiğini öbür el görmeyecekti, hani dağıtılırken insanların onurları rencide edilmeyecekti.

Hayır, rencide ediyorsunuz insanları.

Artist gibi pozlar verip, benim paramla kendinize siyasi rant sağlıyorsunuz. Kolilerin de üzerine isminizi, kurumun adını yazıyorsunuz ya, vatandaş size ne diyor biliyor musunuz?

*

Ha, diyeceksiniz ki bunlar sosyal belediyeciliğin, insani davranışın, dayanışmanın, sosyal yaşam desteğinin, paylaşmanın, bölüşmenin emaresi…

Hayır canım, hayır şekerim!

Bal gibi istismar ediyorsunuz!

Sonra… Sanki evlerinizde yer sofrasına oturuyormuş, iftar açıyormuş gibi, sırf gösteriş olsun diye, sırf halka yakın olduğunuzu göstermek adına, sırf sayın Cumhurbaşkanımız yaptı, (Sayın Cumhurbaşkanımıza yakışıyor, o gerçek halkın adamı, halkın dostu-size ne oluyor) biz de aynısını yapalım kabilinden taklitçiliğe özenmiyor musunuz, işte o insanları daha çok rencide ediyor.

Kırk yıllık masalara kıran mı girdi?

*

Hadi göreyim sizi, eşinize söyleyin, çocuklarınıza, ‘bugün yer sofrasında kahvaltı yapalım, ya da yemeği dışarıda bir yerde yiyelim!’ deyin cesaretiniz varsa tabi, eşiniz sizi kapının önüne koymazsa namerdim.

Ya da hemen doktora telefon açarlar, ‘yetişin kocama bir şey oldu!’ diye.

Denemesi bedava, sonra bir defa denemekten de bir şey çıkmıyor zaten!

Samimi olun, ciğerimi yiyin!