Nisan ayında yapılması düşünülen yaklaşık 7 bin üyeli Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası seçimi, kulisleri hareketlendirdi, kamuoyunda konuşulan isimler öne çıkmaya başladı. Pastanelerde, cafelerde ve özel odalarda gizli gizli istişareler, tavsiyeler, fikir alışverişleri başlayınca, meselenin önemi bir kat daha arttı.

Havalar soğuk, siyaset kadar Ticaret ve Sanayi Odası seçimi sıcak günler yaşıyor. Herkes kazanın altına odun atarken, bazıları da yangına körükle gidiyor, odun atanların yanında, elinde çubukla, maşayla külü karıştıranalar da var!

Unutmadan yazmam lazım, temsil ve yararlı olma noktasında bu güçlü odanın ikiye ayrılması elzem hale gelmiştir. Yani TİCARET ODASI ve SANAYİ ODASI…

Aslında herkesin beklentisi bu ya, bakalım…

*

Sanayi ve ticaret erbaplarının adresi. Zenginler kulübü desem doğru olur, yakışık alır mı? Yetkisini bilmem de etkisi, gücü oldukça fazla. Parası da bol.

Zaten kurumun başına gelenler, gelmek isteyenler baldırı çıplak kimselerden olmayacak. Öyle ki, bu şehrin baronları, ağababaları, para babaları, sanayinin akil insanları, ticaretin sözü dinlenir insanları belirleyici olacak.

‘Başkan falan olsun!’ denildiğinde iş bitecek.

Bu önerinin, bu lafın üstüne laf söylenmez. Hatırlayın, aynı mesele Tomsuklu Organize Sanayi Bölgesi, KASİAD ve MÜSİAD için de geçerliydi. Olsun denildi, başkan oldular.

Bilmem ne başkanı… Etiket yetiyor! Maşallah memleketimde başkandan geçilmiyor. Ara sokaklar, ana arterler bile başkanlarla dolu. Sağa bak başkan, sola bak başkan, bulmaca çözecek olsan aşağıdan yukarıya başkan, soldan sağa başkan…

Telefon çalar, ‘emret başkanım…’ Kimi o? Kim olacak, başkan işte canım!

*

Şehirlerin kalkınmasında, büyümesinde, insanların yaşam kalitesinin çoğalmasında, ekonomik potansiyelin artmasında sivil toplum kuruluşlarının önemi büyük!

Lakin nereye bakarsanız bakın, çoğu bir partiye kanalize etmiş kendini. Herhangi bir siyasi partinin arka bahçesi, diğer adıyla yazacak olsam, oy deposu haline gelmişler. Oysa STK’larının partiden, biri siyasi unsurdan ari olması gerekiyor. Siyasilerin talimatıyla hareket eden, seçen ve seçilen sivil toplum kuruluş temsilcilerinin ömrü kısa olduğu, olacağı gibi, toplumdaki karşılıkları da sıfır ötesi not alırlar.

Şayet o sivil toplum kuruluşları partiler üstü davranmaz, kalmazsa, siyasilerin oyuncağı, sıkıştıklarında kasası, maşası olmaktan kendilerini kurtaramazlar!

Haydi isim vermeyeyim, başkanı genç bir arkadaşımız, derneğinin herhangi biri siyasi partiye kanalize edildiğini duymadım, şahit de olmadım. Tamamen partiler üstü kalmayı başardı, başaracak gibi duruyor.

*

 Makarayı başa sarıyorum, seçim Nisan ayında yapılacak ya, ismi geçenleri, öne çıkanları arıyorum, ‘Aman abi benim adımı yazma, büyükler daha iyisini bilirler’ diyen korkak bezirganlar var aramızda.

Bazıları da ‘bekle…’ diyor, ‘ilerleyen günde istişarelerimiz sonucu açıklama yapacağız’ diyenler de çıkmıyor değil. Pusuya yattı herkes!

Kartlarını açık oynayan yok!

Son seçimde Serdar Zabun ile Şahin Balcıoğlu’nun dönüşümlü yaptığı başkanlığın yeni dönemde de aynı sistemle devam edip etmeyeceği ve adayların ardından yeni başkanın kim olacağı merak edilmeye başlandı.

Her zaman derim ya, merak iyi bir şey değil. ‘Bir insanın başına ne gelirse meraktan gelir!’ diyenlerin bir bildiği olsa gerek!

*

Evet, Ticaret ve Sanayi Odası, iş dünyasının aynası, sesi, gözü, kulağı…

Ama geri sayım da başladı. Bazılarının cacıkları gevşedi bile. İsminin başına eklenecek ‘başkan’ sıfatıyla işin unundan çok ününde olduğunun göstergesi sayılsa da, bu zor görevi başarı ile yapacak isimler elbette var.

Dedim ya, biz ne yazsak, ne kadar konuşup çene yorsak, nafile. Karar verecek olanlar onlar. Ahmak çabalar, her şey olacağına varır nihayetinde!

Parası olan söz sahibi oluyor! Biz de ancak çene patlatıyoruz!

Ucuz diye…

*

Özellikle geçmiş yıllarda vizyonu ve misyonu doğrultusunda projeleriyle üyelerinin kalkınmasında öncü rol oynayan, ancak son dönemlerde eski dinamik yapısından oldukça uzaklaşan Ticaret ve Sanayi Odası, efsane başkan Mehmet Balduk döneminde altın yılını yaşadı.

Balduk döneminde kent sanayisi hamle üstüne hamle gerçekleştirdi, teşvik yasası ile de Kahramanmaraş yatırım cennetine dönüştü. Bu dönüşümde sayın Balduk’un payı, katkısı inkar edilemez. Kuruma kimlik kazandıran yegane başkan sıfatıyla adam gibi abi’lik yaptı.

Sonra küstürdüler, 16 senelik başkanlığı ardından inzivaya çekilmesine, kendini unutturmasına kadar vardırdılar işi.

*

Ticaret ve Sanayi Odasının yaklaşık 7 bin üyesi bulunuyor. Bakalım yine 2’şer yıllık dönüşümlü başkanlık sistemi devreye girer mi, aday olanlar veya ismi belirlenenler bu oyunun yine birer parçası olurlar mı?

İş dünyasında, ticarette ve iş hayatında bir kural vardır; ‘Patron daima haklıdır! Bilhassa haksız olduğu zaman!’

Bugünlük bununla idare edin, ilerleyen günlerde meseleyi yine kurcalarız!