İnsanın normalliği ve normal dışılığı konusu hala netleşmemiş bir durumdur. Normalliği akıl sağlığı yerinde olma hali normal dışılığı yani anormalliği de akıl sağlığının yerinde olmaması hali şeklinde açıklanabilir.

İstatistiksel olarak çoğunluğa uyan ve çan eğrisinin iki ucunda olmayan kişiler normal sayılmaktadır. Bu tanıma göre bir köyde erkeklerin büyük çoğunluğu gününü çalışmadan kahvede geçiriyorsa ve az bir kısmı çalışıp, ailesine yardım ediyor, hatta kitap okuyorsa hangisi normal, hangisi anormal olacaktır?

Bu konu ruh sağlığı uzmanları arasında uzun süre tartışılmış kimi kuramcılar topluma uyum sağlamayı normallik kabul ederken bazı kuramcılar ise bireyselleşmeyi normallik olarak tanımlamışlardır.

Öyle toplumlar vardır ki; orada özgün ve özgür kişiliğe sahip olmak suç teşkil etmiştir. Kendi gibi düşünmeyeni biat etmeyeni anormal kabul etmiştir. Bireyselliği tamamen yok saymış o toplumun değerleri ile örtüşmeyenleri deli ve akıl hastası olarak yaftalamıştır.

Bazı toplumlar ise bireyselliği aşırı önemsemiş toplumun huzurunu ve birlikteliğini önemseyen idealist düşüncelere sahip olanları normal dışı ve akıl sağlığı yerinde olmayan kabul etmiştir. O nedenle idealist insanlarda bu yaklaşıma uyarak deli kavramını tercih etmiştir. Kendi aralarında konuşurken “bizim deliler diyerek” ölümle eğlenmişlerdir.

Bilimsel olarak da anormalliğin ölçütleri belirlenmiş bu ölçüte göre tanılamalar oluşturulmuştur. Tanılamalara uygun sağaltım ve ilaç tedavisi programları oluşturulmuştur.

 Aristo’nun da söylediği gibi Bir miktar delilik karışımının bulunmadığı mükemmel bir ruh  yoktur.”

Üniversite yıllarında hocam da açıklamasında “Delilik ve normal arasında ince bir çizgi vardır. Delilik ya da normallik derece meselesidir. Herkes biraz deli biraz Vêlidir.” diye söylerdi.

Aslında asıl ruh sağlığı bozuk kişiler ego patlaması yaşayan bencil kişilerdir. Kendilerinin dışında haklı ve doğru yoktur onlar için herkes kötü ve yanlıştır.

Çevremize baktığımız da bu bakış açısı ve yaklaşımı sahip ne kadar çok insan var değil mi?

Unutmadan içimize objektif bir şekilde bir bakalım; Acaba “biz deli miyiz? Ya da Ne kadar Normaliz?”