Şair vasfını hak eden kitaplarıyla şiir yolculuğuna devam eden İsmail Karakurt İstanbul da yaşıyor.Uzun bir süre resmi görevlerini Anadolunun farklı yerlerinde yaptıktan sonra doğru bir kararla İstanbula yerleşen şair şimdilerde eserlerine yenilerini katıyor.

Simurg kitabıyla tanıdığım Karakurt doksanlı yılların epik şiirinde yol alıyor imge,buluş ,anlatım ve ses ahengini bulduğu şiirleriyle gelecekte Türkçemizin ses bayrağının erenlerinden olmaya hazırlanıyordu.

İsmail in kitapları

-SİMURG

-MAHREM MECAZLAR

-ÇOCUKLUĞUM BİR ÇOCUKLUK

-ÇİÇEKLİ YAZMA

Şair bu kitaplarında epik şiirin en güzel örneklerini vererek tadı akıldan çıkmayan şiirlere imza attı.

İsmail in şiirine bir örnek vereyim

YILKI ÜŞÜMESİ

Bir tayın rüyalarıydım ben

Tabiatın sonsuz görüntüsünde

Zaman budur,akar dediklerinde

Bir serazat yılkıydı ruhum

Bilmem hangi dilde

Ah ,tam da şimdi,bilinmez bir coğrafyadayım

Can ağrısıydı ,kardı yağan ,ulumaydı

Rüzgardı düşmüş sesime

Üç kere öptüm sözcükleri

Terledim,yine öptüm

Bir içerden bir dışardan öptüm

Çılgın bir beyaz çicek açmış

Yelelerin

Ağzım

Sürgünlüğüm kışa “

Böyle şiirler yazan şair şimdi tutdu sahih olmayan bir yola girdi.

Şairin kanına İstanbulun gündelik hengamesinde yaşayıp ,şiiri kendisine iş edinenler girmişe benziyor .İstanbul dükalığında yaşayan sözde kişiler epik şiirler,nefesler ,münacatlar yazan Şaire ne yaptılarda şair kutlu yolundan ayırıldı sıradan basitliklere kurban oldu.

AŞKAR dergisinin 55. sayısında İsmail in şiirini okuduğumda nutkum tutuldu.

MİMOZALAR SEN BEN ALLAHIN EMRİ

Hayatın telaş yükü annelik açlığı

Kardeş mardeş sevgili yahut sevgili kardeş

Ne ben Kayıkçı Kul Mustafa ne sen epiğin dönüşü

Ben o adam sen o kadın değilsin

....

Sıradanlaştık”

Azizim söyle bu manzumenin neresi şiir .Hani anlatım,buluş ,imge ve ses.

Sayın İsmail Karakurt yıllardır emek verdiğin şiirine dön biz okurlarını nefeslerinle dirilt.