Bu makaleyi Kahramanmaraşlı bir iş insanı olarak afetin en çok hissedildiği Kahramanmaraş şehir merkezinden yazıyorum.

Düşünecek, üzülecek, planlanacak ne kadar çok şey olduğunu tahmin edemezsiniz. Şehrine sahip çıkan tüm iş insanları ve diğer memleket sevdalılarımız, ilk dakikalardan bu yana canını dişine takarak, zaman mefhumunu yitirmiş bir halde enkazda, köylerde, dağıtım merkezlerinde incinmiş gönüllere temas ediyorlar.

Buradaki dayanışma göz yaşartıcı cinsten. Sanki herkese “olan olmayanla paylaşsın” mesajı indirilmiş gibi. Yaşadığımız her olayda bu şehrin insanıyla ve aziz Türk milletiyle gurur duyuyorum.

İş yerlerimizde, çalışanlarımızda, akrabalarımızda ve sosyal çevremizde acıklı hikâyeler ziyadesiyle mevcut. Maddi kayıplar elbette geri gelir ama giden canlara rahmet dilemekten ve kederli ailelerinin ihtiyaçlarını gözetip yanlarında olmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor.

Her şehir gibi bizim şehrimiz de ekonomi ile can buluyor. Hasarlı fabrikalar, kapalı haldeki restoranlar, kafeler, oteller yüzünden burası sanki hayalet şehir gibi. Depremin yol açtığı korku sebebiyle şehir merkezi nüfusunun yarısı başka şehirlere gitmek zorunda kaldı. Eminim depremi iliklerine kadar hisseden ilçelerimiz ve Hatay, Malatya, Adıyaman gibi şehirlerde de durum benzer şekildedir.

Türkiye’nin tekstil hammaddeleri üretiminin yüzde 30’unu, çelik mutfak eşya üretiminin yüzde 60’ını karşılayan Kahramanmaraş, toplamda 250 bine yakın kişiye istihdam sağlıyor. 1,5 milyar dolar ihracat yapıyoruz ve faaliyete geçecek yüzlerce yeni yatırım, yeni bir OSB alanımız (5 bin dönüm) mevcut. Ayrıca çoğunlukla aile işletmeleri olan firmalar ikinci kuşak geçişini başarıyla tamamlıyorlar.

Daha güçlü bir ülke idealinde vazgeçilemez önemde olan şehrimizin ölü bir şehre dönmemesi adına sanayi ve ticaretin aktif hale gelmesi gerekiyor. Depremzede sanayici düştüğü yerden elbet kalkacaktır. Bununla birlikte toparlanma sürecinin gerçekleşmesi adına bir takım acil somut çözümlerin sunulması oldukça elzemdir.

Çözüm adına sunulacak reçetenin ilk maddesi, evini kaybeden çalışanlara konteyner ya da prefabrik barınma imkânları oluşturmak olmalıdır. Ayrıca deprem bölgesindeki çalışanların iş motivasyonu için maaş desteği sunulmalıdır. Bu kapsamda deprem öncesi güce ulaşana kadar, işverenin yalnızca net maaş sorumluluğu olması, SGK kesintilerinin istenmemesi gereklidir. Buradan yaratılan fon çalışana işveren ya da kamu yoluyla aktarılabilir.

Yıkımların ve bozulan makinelerin tamiratı için hasar gruplarına göre ilk 3 yılı ödemesiz en az 10 yıl vadeli düşük faizli kredi imkânı sunulması, alınması gereken bir diğer aksiyondur. Buna ilaveten yıkım sebebiyle çalışamayan personelin kıdem ihbar sorumluluklarının işverene mal edilmemesi, tamiratın bitmesini bekleyen işçinin kısa çalışma ödeneği kapsamına alınması, SGK boyutunda üretilmesi beklenen çözümlerdendir.

Asrın en büyük felaketine maruz kalan biz Kahramanmaraşlılar olarak ümit doluyuz. İlk günlerdeki dayanışmanın ticarete uyarlanmış versiyonlarının acilen ilan edilmesini talep ediyoruz. Biz şehrimizi ve ülkemizi çok seviyoruz. Buradayız ve hep birlikte memleketimizi eski güzel günlerine kavuşturacağız.