Türkiye’nin neresine giderseniz gidin, hangi kapağı kaldırırsanız kaldırın, hangi kuyuya taş atarsanız atın, hangi deliğe parmağınızı sokarsanız sokun, hangi fincancı katırlarını ürkütürseniz ürkütün, kaleciyi bağlayıp penaltı çekme yarışı tüm hızıyla sürüyor.

Siyasetine bak, geleceği gör. Ticaretine bak, yarına dikkat et!

Sivil toplum kuruluş başkanları farklı mı derseniz, al birini vur ötekine. Daha iki günlük olanlar kendini potansiyel milletvekili yerine koymaya başladı, adaylığı düşünüyor.

Ne yaptın, ne verdin bu şehre! Onu soran, sorgulayan yok! ‘Var ol, yaşa, yakışır sana, bu şehir seninle gurur duyuyor!’ yalakalıkları…

*

Bir insanın isminin Şeref olması, onu şerefli kılmaz. Paranla şeref kazanma! Şerefinle para kazan ki, paran bittiğinde şerefin de bitmesin!

Bu lafım şerefsizlere gelsin!

Bakın Eddi Anter ne demiş; ‘Kendi hata ve günahlarıyla saklambaç oynayıp, başklarınkiyle yakar top oynayanlardan kendini sakın!’

Böyleleri oyun içinde oyunu sever zira.

*

Kadına şiddet sürüyor ülkemde. Güya kadının adı var, ama yok! Kadın anadır, topraktır, vatandır. Kadın kutsaldır. ‘Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz!’ diyenlerin bir bildiği vardır mutlaka. Evin direğidir kadın. Kutsalımızdır, namahremimizdir, avradımız, eşimizdir. Toprak gibidir kadın. Sevildikçe bire bin verir.

Herkes onun karnından gelir de, çok azı kalbinde ölür!

*

Namaz kılarlar, ön safta namaza dururlar, oruç tutarlar, umre’ye Hac’ca giderler, sözde helali haramı bilirler, sözde kul hakkına riayet ederler. Sorarsan kendilerinden Müslümanı yok.

Bakın İstiklal Marşı şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy bu yobazlar için ne demiş;

Sofuluk satıyorsun, elinde boy boy teşbih

Çevrende dalkavuklar, tapınır gibi la teşbih!

 

Sarık, cübbe ve şalvar, hepsi istismar, riya

Şekil yönünden sanki Ömer’in devri, güya!

 

Herkes namaz oruçta, hepsi sözünü dinler,

Zikir Kur’an sesinden, yerler ve gökler inler!

 

Ha bu din, iman, takva, inan ki hepsi yalan,

Sen onları kendine taptırırsın vesselam!

 

Derdin davan sadece, hep nefsi saltanatın,

Şimdilik putu sensin, tapılan menfaatin!

 

Hey kukla kafalı adam,  dinle sözümü tut,

Bunların dilinde hak, ama kalbi dolu put!

*

Zekâ katsayısından kuşku duyduğum, ağzı lağım ve rögar kokan biri, getirip her şeyi paraya bağlamış. 100 lira demiş, 300 lira demiş. Sana ne!

Yüz bin liralık saatle bin liralık saat aynı zamanı gösterir. İçinde huzur yoksa milyonluk malikâne ile kulübe arasında fark yoktur. İkinci el bir araba, son model lüks bir otomobille sizi aynı yere götürür. Ölünce toprakta herkes için açılan çukur aynıdır. Önemli olan, kim olduğunuzu unutmadan yaşayabilmek.

Kefenin cebi yok o yüzden! Adamsan, insan evladıysan, haysiyet ve onur sahibi isen, önce insan biriktireceksin yüreğinde. Paranın canı cehenneme!

Şeyhadil’e bak, gör kendini!

*

Evet, yazı uzadı. Yaşam sürüp gidiyor. Zaman her gün bir şeyler alıp götürüyor bizden.

Herkes farklı bir şekilde tükeniyor hayatta. Kimi doğru insanı beklerken, kimi yanlış insana katlanırken ve herkes bir şeylerin bedelini ödüyor.

Bazen seçimlerinin, bazen seçmediklerinin ve de seçemediklerinin!

Ah bir bize bıraksalar!

Bakın, başlıktaki meseleye gelecektim, yazı nereden nereye uzandı. Devam ederiz başka güne…