Büyüklerden vazgeçtik de, artık sadece çocukların içebileceği temel gıda maddesi süte de zam geldi. Hem de yüzde 50’ye yakın oranda.

Geçmişte, birisi vardı, süt banyosu yapar, sonra da o sütleri yoğurt çaldırır, kapış kapış giderdi. Yaşı benim gibi kemale ermiş olanlar iyi hatırlar, bilirler.

O bakımdan, aklıma geldi, şu keyfi bir de ben yaşayayım dedim, ama olmadı. Kader utansın diyeceğim de, kaderin kaderi kırık! Şu ahir ömrümde bir süt banyosu yapamadım. Gelip geçiyoruz, yaş geçti 70’i. Sorsalar insanların yüzüne nasıl bakarım, ne cevap veririm, onu düşünen yok!

Çok da arzu ettim oysa. Ama şu son gelen zamlar yok mu, hevesimi kursağımda bıraktı, ümitlerimi, hayallerimi yıktı. Boşa kürek çekmişim, boşa ümitlenmişim, boşa hayal kurmuşum!

*

Üretici istemiş, süte büyük oranda zam gelmiş. Gazeteler haberi böyle verdiler. Üreticilerin maliyetleri karşılamadığı için artmasını istediği çiğ süt fiyatı yüzde 47 yükselince, benim umudum yerlere düştü.

Bak sen şu işe, insanoğlu çiğ süt emmiş derler ya, demek doğruymuş. Tam da benim süt banyosu yapma isteğim, hevesim zamanında çiğ süte zam yapılır mı, buna reva mı?

Bana yapmamaları lazımdı ama oldu, yapacak bir şey yok!

*

Hayallerim, ümitlerim süte, pardon suya düştü. Oysa sütü seven biriydim, hele sütlacına bayılırdım. Aç karnına çok da içmişliğim vardı. Sahlep ile iyi giderdi o bakımdan büromda bile bulundururdum.

Tam da benim süt banyosu yapma isteğime denk geldi bu zam. Yahu insaf be kardeşim, insaf! Yüzde 47 zam olur mu? Allah’tan reva mı, bu bana yapılır mı birader! Kime ne dedim, kime ne ettim de tam da mandıralardan süt toplayıp banyo yapacakken zam yaptınız!

Şimdi ben ne yapacağım, ne yapmalıyım?

Gözüm açık gidecek.

Ahrete intikal ettiğimde, melekler bana, ‘Yazıklar olsun! Bir de gazeteci geçineceksin, bir süt banyosu bile yapamadan geldin!’ demeyecekler miydi, hesap sormayacaklara mıydı?

Ne der, ne cevap verecektim, onu düşünen yoktu!

*

Sanki birisi bana nispet yapar gibi, sanki bana garezleri varmış gibi, geç gelen bir arzu da olsa tam da süt banyosu yapacakken, süte gelen zam beni yerle yeksan eyledi.

Oturup kara kara düşündüm. Hadi ben neyse de, o süte ihtiyacı olan bebeler ne yapacaktı. Sütle doyan, sütü gelmeyen annelerin halini de düşünerek, süte ihtiyacı olan minik yavrular nasıl doyacaktı?

Bazen, birisi kafası bozulduğunda, birisine, yani yamuk yapana ‘sütü bozuk!’ derler.

Su katılmamış süt banyosu düşünürken, hayal ederken, bozuk süt de nereden çıktı, anlamış değilim.

Durduk yerde insanlara niye ‘sütü bozuk!’ derler, anlayan varsa beri gelsin diyeceğim de, olan bana oldu, ahir ömrümde süt banyosu yapamadım, burnumdan getirdiler.

Olacak şey miydi, süte bu kadar zam reva mıydı?

*

Kendi kendime; “Ulan Fiskeci, neyine gerek süt banyosu, adam gibi hamama git, çim, kırklan çık!” desem de, hamamı gördüğümüz mü var da, benim derdim illa ki süt banyosu. Onun keyfi, zevki başka! Nereden biliyorsun diye sorarsanız da cevabını veririm, yapanlardan duydum!

Gerçi günümüzde tarımla birlikte hayvancılık da bitti. Ne davar kaldı, ne koyun! İki ayaklı davarları, koyunları saymıyorum aman ha, yanlış anlaşılmasın! Gerçi sağılacak iki ayaklı davar ve koyun çok da, sürüsüne bereket de, benim derdim o değil. 

Süt yok memlekette, süt!

Bebeler içecek süt bulamıyor, ben banyo yapacak süt bulamıyorum! Şansıma, kaderime tüküreyim!

Yahu, ben iflah olmaz biriyim be!