Yok canım, estağfurullah, ne demek, kusura sünnetçi bakıyor bizde. Lafı mı olur böyle mazeretlerin, alıştık nasıl olsa. Ya bilerek yapıyorsunuz, ya gerçekten pistlerimiz kısa olduğu için inişler sert oluyor. Olsun, biz sert adamız zaten, sertlikten zarar gelmez.  

Gelmez de, ee haliyle yolcular tedirgin oluyor, korkuyor en azından. Bu da yolcuları Gaziantep veya Adana’ya taşıyor.

Kimse hayatını riske atmak istemez. Ama kaybolan zamanı, kaybedilen umutları, suya düşen taahhütleri, acil hastaların tedavi sürecinin faturası kime kesilecek?

Bu şehirden, bizi yönetenlerden, siyasilerimizden, iş dünyasından beklenti bu kadar büyükken, bu meselenin şu gün olmuş, hala konuşulur, yazılır ve tartışılır olması, bilmiyorum size de, beni üzüyor, tedirgin ediyor!

Sizi bilmem ama bazen, ‘Yahu bizi komşu Gaziantep’e mi bağlasalar!’ diye içimden geçirmiyor değilim.

*

Pist kısa dediler, kamulaştırma yapıldı, pist uzatıldı. Akaryakıt istasyonu engel dediler, o da sağ olsunlar, var olsunlar kaldırıldı. Bina fiziki olarak yetersiz dediler, Allah razı olsun emeği geçenlerden, o da büyütüldü.

Ama bizde zihin büyümediği için sıkıntı büyüdü aksine, inadına.

Seferler yine aksadı, yine uçaklar iptal edildi, yine saatler dengesiz ve tutarsız olduğu için yolcular başka şehirlere kaçtı.

Önleyebildiniz mi, hayır!

*

Pilot uyarıyor, uçakta milletvekili de var, ön sırada tabi, ‘Sayın yolcular, sizlerden özür dilerim, Kahramanmaraş’a gelmiş bulunuyoruz, şimdi inişe geçmek üzereyiz, ancak pist kısa olduğu için inişlerimiz biraz sert olacak, kemerleri bağlayın, sıkı tutunun!”

Olayı bendenize sevdiğim insan, dost, bu şehrin sorunlarına duyarlı ve hassasiyet sahibi sevgili Murat Aras anlattı.

Hemen önünde oturan diğer yolcu da, AK Parti Milletvekili Habibe Öçal’dı…

*

Ah pilot kardeşim, ah, sen bizim neler çektiğimizi bilmezsin, bilemezsin! Bakma büyükşehir olduğumuza! Büyükşehir olduk ama aklımız, beynimiz büyümedi, güdük kaldı. Sen yolcuları uyarıyorsun, sağ ol, var ol; Tamam şekerim, kemerleri bağladık, sıkı tutunduk, bildiğimiz bütün duaları da okuduk.

Milletvekili de okumuştur mutlaka.

Bizim aklımız yetmez tabi bu ince işlere, bu teknik ayrıntılara. Sizi daha iyi bilirsiniz! Bir de siyasetçilerimiz! Bak, onların hakkını teslim etmek gerek. Allah var, bu havaalanının ıslahı için, uçuş seferlerinin günü, saati için, ILS cihazının takılması için özveriyle, gayretle, aşkla-şevkle çalışıyorlar da, bizim millet nankör biraz!

Kusura sen bakma pilot efendi. Senin suçun günahın yok, lafım sana değil. Zaten yazıyı okuyanlar kendilerine pay çıkartır, sen son sırada bile değilsin.

*

Sen yine iniş takımlarını sağlam tut, biz her şeye alıştık, her mihnete de razıyız, bu da gelir geçer diyoruz ve buna da alışırız. Sen en iyisi Ferdi Tayfur’un şu ‘Alışırım’ şarkısını bir daha dinle, bizi hatırla ne olur, gözünün yağını yiyem!

‘ILS cihazı ne zaman mı takılacak?’ dedin, birader sen de amma sabırsız adamsın yahu! Acelen ne, yaz var, güz var, daha söylenecek çok söz var. Hele sen şu iniş takımlarını sağlam tut, gerisi Allah kerim!

Biz sabretmesini, tevekkülde kalmasını biliriz. Zaten en iyi bildiğimiz şey de bu!

İyi uçuşlar kaptan efendi! Takımlarına mukayyet ol!