Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi, 2016 yılında bir araştırma yapıyor ve halkın en büyük sorununu ‘Terör’ olarak görüyor. 

Aynı üniversitenin 2020 araştırmasına göre de halkın en önemli sorunu pandemi…

2022 yılında ise roller değişiyor. Türkiye’nin en büyük sorunu ekonomi olarak gösteriliyor.

Sadece ülkemizde mi?

2022 yılı dünyada da enflasyon ve hayat pahalılığının zirve yaptığı bir yıl olarak değerlendiriliyor.

Birleşmiş Milletler, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşın gıda, enerji ve finans sistemleri üzerindeki etkisine ilişkin bir rapor yayımlıyor.

Rapor, dünyanın, Ukrayna savaşı nedeniyle gıda ve enerji alanında şimdiye kadar görülen en ciddi ekonomik krizin eşiğinde olduğuna işaret etti.

Yani günümüzde dünyada da ülkemizde de en önemli sorun ekonomi…

Bu tartışılmaz bir gerçek… Toplumdaki umutsuzluğun da ana nedeni…

Çözümde sosyal devlet anlayışı…

Sosyal devlet nedir? 

Devletin, vatandaşının ekonomik ve sosyal haklarını düşünerek oluşturulan yönetim biçimi diyebiliriz.

En önemli sorun da enflasyon ve hayat pahalılığı…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti de kartlarını kullanmaya başladı.

Tarım Kredi Marketleri ve Toprak Mahsulleri Ofisi satış noktaları ile vatandaşının yanında…

Aslında olması gereken de buydu… Polisiye tedbirler ile sorunların çözülemeyeceği belliydi. 

Sahada rekabet…

Buna ‘oyunu kurallarına göre oynamak’ denir. 

Uygulama başarılı olduğu takdirde, ucuzluk marketi kartının enflasyon canavarı karşısında da işe yarayacağını düşünüyorum.

Ayrıca küresel krizin dünyayı etkilediği bir dönemde, Fransa’da olduğu gibi zincir marketler de fiyatlarını indirerek halkın yanında olmalı.

Düşünce güzel, iyi niyetli adımlar atıldı ama eksiklikler de yok değil.

30’u aşkın temel tüketim ürününde uygulanacağı duyurulan indirimin, yalnızca birkaçında görülmesine vatandaşlar isyan ediyor.

Un, makarna şeker, yağ grubu, nohut, pirinç gibi ürünlerde indirim görülüyor fakat bu ürünlerin bir kısmı çoğu zaman raflarda bulunmuyor. Bazı ürünler ise zincir marketlerden daha pahalı. Marketlere akın eden vatandaşlar hayal kırıklığına uğruyorlar.

Negatif tabloya baktığımızda, biraz da kendimizi sorgulamalıyız diye düşünüyorum. İhtiyacımızdan fazla almak, kıtlık var gibi toplu alımlara yönelmek, stokçuluk yapmak ne kadar akıllıca bir davranış olduğu tartışılmalı.

Resmen bindiğimiz dalı kesiyoruz.

Her şeye rağmen indirim marketleri yaygınlaştırılmalı. Özellikle temel ihtiyaç maddeleri alımında insanlar zorlanmamalı. Devlet desteği her zaman vatandaşının yanında olmalı ki halkın yüzü gülsün.

Aracı değil üretici ve tüketici mutlu olduğunda, ‘sosyal devlet’- görevinin başında diyeceğiz.

Türk halkının özlediği tablo da bu…