Geçenlerde bir kitap okurken; günlük hayatta sıklıkla kullandığımız ‘gülmekten ölmek’ deyiminin ortaya çıkış hikayesiyle karşılaştım. Aslında okuduğum kitap bir deyim sözlüğü veya deyimlerin ortaya çıkış hikayesini anlatan bir kitap değildi.

Eskiden beri mitolojiye ve felsefeye ilgi duyarım. Son olarak da ‘stoacılık’ fikrine merak saldım. Stoacılık, helenistik felsefenin en önemli akımlarındandır. Kurucusu Kıbrıslı Zenon’dur. Stoacılar, temel olarak insanın mutluluğunu esas alırlar. Bu düşünceye sahip insanlara göre, mutluluk doğaya uygun yaşamaktan geçer. Bu filozoflar dünya vatandaşlığını savunmuşlardır. Stoacılık, aynı zamanda kurucularından dolayı ‘Zenonizm’ olarak da bilinir. Stoacılığın, Zenon’dan sonraki öncüsü  Kleanthes oldu. Kleantes’ten sonra ise bu fikri yaşatan kişi, mevzu bahis deyim ortaya çıkış hikayesinin başrol oyuncusu oldu. Bu kahramanımız: Khrysippos.

Khrysippos, stoacılık akımının en önemli temsilcilerinden birisi olduğu gibi, çok enteresan bir hayata da sahiptir. Khrysippos, Arkesilaos başkanlığındaki şüpheci akademiden stoacılığa dönüş yapmış, bu düşünceyi de büyük bir şevkle işlemiştir. Khrysippos, çok önemli fikirlere sahip olmuştur. Ancak kendisinden sonraki 15 asır boyunca bu fikirlere değer veren olmamıştır. Bu durum, yazılarının kaybolması ve fikirlerinin 2.ağızdan aktarılmasına sebep oldu. Kyrysippos’un fikirlerinin aktarılmamasının bir başka sebebi ise, Katolik Kilisesinin Aristoteles’in fikirlerine daha sıcak bakması neden olarak gösterilir.

Stoacılık fikrine ve Khrysippos’un hayatına değindikten sonra konumuza geri dönelim. Khrysippos ağabey, aşırı espritüel birisiymiş. Kendi yaptığı şakalara bile saatlerce gülermiş. Bir gün şatosunun bahçesinde otururken, eşşeğinin incir yediğini görmüş. Bu durum çok hoşuna gitmiş belli ki kahkahalar atmaya başlamış. Hizmetçisine dönerek, “eşşeğe susuz şarap ver de üstüne içsin” demiş ve kahkahalarını artırmış ve fenalaşarak oracıkta can vermiş. Ve bu ‘gülmekten ölmek’ deyimi oradan ortaya çıkmış. Tabi şimdi olay yerinde olmadığımız için bu bize hiç komik gelmiyor. Hatta “ne alaka” diyoruz. Ancak abimizin baya hoşuna gitmiş belli ki gülmekten ölmüş.