“Yok canım, daha neler!” dediğinizi duyar gibiyim. Olacak şey değil diye de düşünebilirsiniz. Ama insanın olduğu yerde her türlü pislikler, rezillikler, suiistimaller, art niyetlere rastlıyorsunuz.

Adam kırsalda oturuyor, adam dağdan ağacı kesip kışın ısınmada odun niyetine kullanıyor sobada, senin verdiğin kömürü de satıyor ona buna. Şehir  milliyetçisi ya, inançlı ya, herkes enayi, kendisi kurnaz, uyanık ya!

Hala böyle olunca, devletin yardımı, başkalarına geçim kapısı oluyor. Devletin ormanından yakacağını temin et, verilen kömürü de götür sat!

İster inanın, ister inanmayın! 

Kaymakamlıklar, belediyeler odun, kömür dağıtıyorlar. Garibanlara, ihtiyaç sahiplerine karda kışta üşümesinler, ısınsınlar diye…

Bu insani bir davranış. Himaye etmek, sosyal ve insani yardımlaşmada bulunmak adına hepsi..

*

Vatandaş, devleti yanında görmek istiyor, devlet de mağdur, ihtiyaç sahibi, gariban vatandaşlarını kollamak, gözetmek zorunda olduğundan, kış mevsiminde hem kaymakamlıklar, hem de belediyeler odun kömür dağıtırlar adreslere.

Sosyal devletçilik anlayışında var bunlar! Allah devlete, millete zeval vermesin!

Bu meselede bize çok şikâyete geldi, geliyor, daha da gelecek.

Kömürü ve odunu alanlar, başkalarına satıyor mu? Satıyor. Vatandaş uyanık! Ya da paraya ihtiyacı olduğundan olsa gerek, belki de baka ihtiyaçlarını karşılamak için, evinde olduğu halde odunu ve kömürü satıyor.

Devletin yardım eli incitiliyor. Devletin hassasiyeti suiistimal ediliyor.

Kömürün torbasını 50 liraya satıyorlar.

Odunu da öyle. Kaça satıyorlar, Allah bilir!

*

Gelelim yardım kutularına…

Semt aralarına belediyelerce konulan kutulara kâğıt, plastik atıkları ve giysi atılıyor. Belediyeler de bunları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor.

Hayırlı bir hizmet!

Kimsenin günahını almak istemem, lakin bize gelen şikâyetlere bakılırsa, bu kutuları açanlar, işe yarar giysileri önce kendi yakınlarına veriyor, kalanını (döküntüleri)  belediyelere götürüp, depoya teslim ediyorlarmış.

Bu terbiyesizliğin, kul hakkı yemenin danıskası.

Ama yaşanıyor ne yazık ki.  Danıskası ama kime ne anlatacaksın, ne söyleyeceksin! İnsanların, hizmet ettiğini sananların vicdanlarına ve tepelerine polis dikemiyorsun!

İnsanın polisi, kendi vicdanı. Adamda, hizmetlide vicdan yoksa, merhamet duygusundan ve Allah korkusundan yoksun ise, yapacak bir şey yok.

Valiler, Kaymakamlar, Başkanlar ne yapsın böyle saygısız insanlara, Allah korkusu bilmeyenlere!