İNSAN NİYE OKUR /2
8-Hobi türünden uğraşılar için okuma: Yüzyılımız insanları kent merkezli hayatın eşiğine bıraktı. Kelebek koleksiyonundan tutun da her türlü alanda hobiler yaygınlaştı. Okuma bu hobilerden biridir artık.
9-Yaşadığı ülkenin sosyal gerçeklerini tanımak: Ülkemizde yaşayan fertlerin vatandaş olarak tanımlanması insanlarımızı haliyle sosyal devlet gerçeği ile farklı biçimde tanışmalarını gerektiriyor. Vatandaşlık haklarının bilinmesi, kararların sadece uygulayıcısı olmamak için okumaya devam etmek elzem olmaktadır.
10-Kendini geliştirmek ve ilerletmek için: İnsan biyolojik yapısı itibar ile farklı evreleri yaşar her evrenin; çocukluk, yetişkinlik ve olgunluk dönemlerinin farklı psiko-sosyal ihtiyaçları olur. Okuma bu evrelerdeki ihtiyaçlara rasyonel ve şümullü cevab vermek için şarttır.
11-Entelektüel gereksinmeler: Okumada entelektüel donanım haliyle şarttır. Başlanılan çalışmalar kişide bilgi doyumunu meydana getirir. Olaylara yaklaşımda başkalarının anlattıklarının yorumlanması bu ihtiyacı artırır.
12-Dini ihtiyaçlar: Okumanın ülkemizde en büyük motive edici gücüdür. Bir dönemdir ihmal edilen, kasıtlı, köklerimizle irtibatı kesen modern anlayış yanlış medeniyet tercihinin sonucu olarak bizleri etkilemektedir. Batı sorunu, alfabe değişimi kültür iletişimi sayesinde çözümlenebileceği tasarlanırken sonuç hiç de umulan gibi olmamıştır. Okuma çalışmalarının zirvelerinin yakalanması köklerle barışmadan geçer.
13-Kişisel ve sosyal talepler: Okumada fertle başlayan süreç sosyal ilgilere topluma mal olabilmektedir. Sosyal yapının birlikte güç kaynağı olması her an okumanın eksenini değiştirebilir.
İnsanların okumadaki amaçları incelendiğinde okumanın pek çok nedeninin olabileceği ortaya çıkmaktadır. Bunların bir kısmı bireyselken, ağırlıklı kısmı ise toplumsaldır. Bu iki ucun dengelenmesi değişik ilişkileri meydana getirir. İnsan yalnız değildir. Birlikte yaşamanın iyi ve kötü, güzel ve çirkin tarafları toplumun gelenekleri, sosyal ve ekonomik baskılar okumayı etkiler. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; okumanın bir toplum içindeki yeri ve oynaması gerektiği etkinin, öncelikle toplumun yapısına ve onu yansıtan kurumlara bağlı olduğunu belirtmekte yarar var.
Okuma genellikle tek başına yapılan bir etkinlik olarak kabul edilir. Eylemin kişisel yapısı, yazanın kurgusu okurun düşüncesi arasındaki iletişim okumada bir koordinatı oluşturur. Okuma yoluyla kazanılanların başka insanlarla paylaşılması sosyal bir gereksinimdir. Okuma çalışmaları, okurun yaşadığı sosyal yapı içinde değerlenmezse, kaçınılmaz olarak okuyucu, bireysel yarara ve okuduğunun eğlencesine dönecek, tartışmanın ve karşılıklı ilişkinin zenginleştirici yönlerinden faydalanamayacaktır.