Sanat hayatında elli yılı geride bırakan Sayın Alim Kahraman’a nice uzun yıllar diliyorum. İstanbul’da bir toplantı ile anılan yazar velud kalemlerimizden. Onlarca esere imza atan yazarın kitapları her vakit okunma tazeliğini koruyor.

Büyük Göçmen Kuş- Yahya Kemal Beyatlı, Cahit Zarifoğluyla Yedi Yıl, Yazarak Yaşamak- Çalışan Saat- Toprağı İşleyen Kalem, Tanıdığım Orhan Okay, Yazmak Bana Göre Değil, Modern Türk Hikayesi Kavram, Gelişim Seyri, Tematik ve Karşılaştırmalı Okumalar, Mehmet Akif Tutuşmuş Bir Yürek, Adanmış Bir Hayat, Bak Bahar Gelmiş gibi bir çırpıda sayabileceğim kitapları olan yazarın yayınlanmayı bekleyen başka kitapları da var.

Yazar çilesini çekerek onlarca kitap yazıp okura sunuyor acaba okur olarak insanlar kendilerine düşenleri yapıyorlar mı?

Ülkemiz okuma sıralamasında pek de olumlu yerde değil.

Kitabın sevdirilmesi milli bir değer iken okul hayatı ile okumayı bırakanlar böyle yapmakla milletin canını okuyorlar.

Günlük gelişmelerin gerisinde yaşayanları sizde görüyorsunuz, kendi mesleki birikimine yeni değerler katmayanlar bu günü anlayamaz. Değişimin hız kesmediği dünyada dünün dünyasının vereceği ne olabilir ki?

Büyüyen Ay Yayınlarından okura sunulan YAZARAK YAŞAMAK adlı kitaba gelecek olursak eser üç bölümden oluşuyor: medeniyetimizin toprağı, portreler galerisi, gergedan gözüyle. Yazar birkaç söz ile yeniden yayınlanan kitapları hakkında bilgiler veriyor işte kitapların en duyarlı yeri burası, samimi ifadeler, kuşatıcı kelimeler ve tevazu.

Portreler olarak adlandırılacak bölümde edebiyat dünyamızın önde gelenleri hakkında değerlendirmeler bulacak yazarak okumanın insana kazandırdıklarına şahit olacaksınız. Peki sayın yazar NECİP FAZIL hakkında kitabın 67.sayfasında şöyle yazıyor : “Necip Fazıl’ı şahsen tanımış değilim” ama durun bu cümleden sonra nasıl bir paragraf geliyor onu kitaptan siz okuyacaksınız.

Bu günün insanlarının anlamakta zorlanacağı bir dostluk yazısı mektup arkadaşlığının insanı hangi irfan boyutuna taşıyacağına güzel bir örnek olarak kitabın 109. Sayfasında. Yazar bu ilerleyen sayfalarda ALİ HAYDAR HAKSAL’ dan sitayişle bahsediyor ve yaşatılması gereken dostluk ilişkisine değiniyor.

Kitapta okuma ile ilgili bölüm de önemli. Kitap tavsiyeleri, yazar isimleri, nasıl okumalı gibi nitelik soruları yazar tarafından farklı şekilde dile getirilerek şöyle deniyor “ bir insan için kültürel alt yapının tamamlanma yaşı 30 civarıdır. Bu yaştan önce okuma konusunda yapılması gerekenleri yapmalıdır o kişi. Yapacaklarını, yeni okumalarını bunun üzerine bina etmelidir.” (sh.134)

Püf noktası işte burası. Temel olmadan ne okusa insan bundan ne sağlar ki?

Sayın yazarın yeni kitaplarını beklediğimi bildiririm.