1995-1996 sezonundan sonra UEFA Şampiyonlar Liginde gruplarda ilk kez Türk takımı olmayacak. 2. Ön Eleme turunda temsilcimiz Fenerbahçe; talihsizliklerle dolu, futbol şansının yanında olmadığı ikinci maçta Ukrayna temsilcisi Dinamo Kiev’e elendi. Benim şahsi görüşüm, Fenerbahçe Kiev’i eleseydi, 3. Ön Elemede Sturm Graz’ı da elerdi. Play-off turunda da Benfica haricinde bir takımla eşleşseydi Şampiyonlar Liginde gruplara kalırdı diye umut ediyordum, ama olmadı. 2019-2020 sezonunda UEFA ülkeler sıralamasında 11. Sıradayken bugün itibariyle 21. Sıradayız. Bu başarısızlığın faturasına geleceksek olursak; önümüzdeki sezon Avrupa’da 5 takımla değil 4 takımla mücadele edeceğiz. Türkiye Liginde şampiyon olan takım Şampiyonlar Liginde gruplara kalabilmek için 4 ya da 3 ön eleme oynayacak. İçler acısı bu duruma alışmamamız lazım.

***

Ne oldu, nasıl oldu, bu duruma nasıl geldik? Hadi gelin bunun nedenlerini kendimce size aktarayım… Bizler şovu seven bir milletiz, duygularımızı abartarak yaşarız. Bu her şey de böyle, futbolda, siyasette, sevgimizi gösterirken de öfkemizi gösterirken de bunu yaparız hep. Yıllardır bu ülkeye, Alex, Anelka, Sneijder, Drogba, Guti, Roberto Carlos, Van Perise gibi harika kariyere sahip futbolcular geldi. Peki, bu futbolcuların birçoğu, Türkiye Ligin üst düzey bir lig olduğu için mi geldi? Çoğu da kariyerinin son demlerinde müthiş paralar kazanmak için geldi. Kimse daralmasın gücenmesin bizim kulüplerimiz böyle futbolculara milyon Eurolar verdi. Aklımda olanları da yazayım Robin Van Persie, bonuslar hariç yıllık 4 milyon 900 bin Euro garanti para kazandı. Sneijder, yıllık garanti bonuslar hariç 4 milyon 500 bin Euro kazandı. Bu futbolcuların çoğu da, sözleşmelerini tamamlasalar da tamamlamasalar da sözleşmedeki yıllık garanti parasını alıp gitti. Sözleşmesini karşılık feshedip giden sözleşmesindeki hak etmediği parayı almayanlara sözüm yok. O futbolcuları tebrik ediyorum.

***

Bu düzen yıllarca devam etti, kulüplerin güncel borçları açıklandı. 2022 yılı itibariyle, 4 büyüklerin toplam borcu 17 milyar lirayı geçti. Fenerbahçe’nin 6.2 milyar, Beşiktaş’ın 4.8 milyar, Galatasaray’ın 4 milyar,  Trabzonspor’un 2 milyar. Girdilerin Türk Lirası olduğu ve kulüplerin yabancı futbolculara kur üzerinden maaş ödendiği bir sistemde, hele ki Türk Lirasının her geçen gün değer kaybettiği bir dönemde bu borçlar kaçınılmazdı. Arda Güler, Ankara’da Gençlerbirliği Spor Kulübü alt yapısında keşfedilmiş harika bir yeteneği olan pırıl pırıl bir gelecek vaat eden henüz daha 17 yaşında bir çocuk. Eminim, Anadolu topraklarında Arda Güler gibi yetenekler vardır. Zamanında yıllarca çoğu kariyerinin son zamanlarında sadece çok para kazanmak için Türkiye’ye gelen futbolculara ödediğimiz milyonlarca Euro paranın üçte biri kadar altyapıya harcasaydık bugün UEFA sıralamasında 21. Sırada olmazdık. Türk Milli Takımı uluslararası şampiyonlarda daha sık boy gösterir ve o şampiyonalarda hatırı sayılır başarılara imza atardı. Benim için çöküşün sebebi bu…