Bu yazı dizisi, pehlivan tefrikasına dönecek. Zira, 2018 mahalli seçimlerinde bu ilçeden 14 kişi belediye başkan adaylığı için başvurmuştu. Kimisi hizmet için, kimisi de adımız duyulsun, namımız yürüsün, koltuğumuzu koruyalım düşüncesinden hareketle isim ve reklam p eşinde iken, herkes de biliyordu ki siyasi irade belirleyici taraftı.
Mart 2024’deki seçimler için kaç kişi adaylığı düşünür, sahaya çıkar, şimdilik bilmiyoruz. Daha vakit erken.
Sahada olanlar, olmayanlar, hem yerelde, hem Ankara’da kulis çalışmalarına başladı bile. Düne kadar hasta, cenaze, düğünlere katılmayanlar, birden bire toplum adamı, sosyal insan sınıfına sokar kendilerini, cenaze, hasta ve düğün müptelası kesilirler.
Seçmen de sorar haliyle, ‘Düne kadar neredeydin!’
Ya oyunda, ya onaştaydı, nerede olacak!
*
Gelelim Çağlayancerit’e, isim isim adayları tahlile…
Kekil ailesinin bu ilçede bir ağırlığı, yeri var. Mehmet Kekil de bu ailenin bir ferdi. O da geçmişte, birkaç kez belediye başkanlığı için aday oldu, nasip değilmiş, kısmet olmadı.
İlçenin nüfus müdürü. Herkes gibi o da kendini garanti görüyor, bu kez ayağına gelen kısmeti tepmek istemiyor. Ama şu da var, ülkede, şahsım şehrinde garanti diye bir şey yok. Siyasi irade şimdiden kimseye söz vermez. Garanti olarak bankasını bilirim, ötesine aklım yetmez!
Önce büyükşehir belediye başkan adayı belli olsun, o vakit ilçelerin fotoğrafları daha net çıkar! Şimdilik bütün fotoğraflar fulü…
*
Küçük ilçelerde herkes birbirini tanır, ya akrabası, ya komşusu, ya okul, asker arkadaşı. Cevizi ile ünlü olsa da, küçük ilçelerde herkes birbirinin ayağından çeker, boyu uzasın istemez!
Rekabet güzel şey. Ahlaki, etik kurallar çerçevesinde yaşanırsa mesele yok. Siyasette kavganın kazananı olmadı şimdiye kadar. Nasıl ki kumar oynayanlar değil, kazanan sürekli kahveci olur, ilçelerde de küçük kavgalarda kazanan çıkmadı, çıkmaz.
*
İlçenin önemli isimlerinden, Halk Eğitim Müdürü Zahit Aydemir, 2014 ve 2019 mahalli seçimlerinde şansını denedi, bu üçüncü hamlesi. AK Parti kökenli.
Aday gösterilmez ise başka partiden şansını denemeye kalkışır mıydı, telefonda sordum, cevaben; ‘Siyasi kimliğime yakışan yerden aday olurum!’ demişti.
Kendisine yakışan da buydu.
Konuşurken dikkat ettim, kendisini ruhen, manen, bedenen ve fikren başkanlığa adamış. Projelerinin hazır olduğunu söyledi. Çok ümitli, kendine çok güveniyor, ‘bu kez tamam’ der ruh gibi halini sezinledim sözlerinden. Neredeyse ekibini bile kurmuş gibi.
*
Başkanlar her ne kadar seçildikleri il veya ilçenin belediye başkanı olsa da bir siyasi kimliğe sahipler. Çoğu, göreve gelenler, ‘Başkanlık kimliğimi kıpıda bıraktım!’ dese de bu martavalı kimse yemiyor günümüzde.
Bazıları siyasetçi olmasa da, koltuğa oturunca mecburen siyaset allamesi kesilecek. Mecburen.
Belediye başkanlarının içeride mutlaka bir adamı olur. Laf getirip götüren, başkana yakın kişi. Kim dost, kim düşman, o ayakçı takımı iletir başkana.
Şu da var, akıllı insan, kendini ilçeye hizmete adamış kişi, düşmanını bile kullanmak zorunda. Her insan, mesleği ne olursa olsun, kullanılmaya müsaittir. Rakibini, düşmanını göz önünde tutacak, en yakınına oturtacak, verme konusunda cimri davranmayacaksın. Dostum dediğinden daha çok yararlı olacaktır sana.
*
Bir başka mesele, dikkat ediyorum, küçük ilçelerde başkanların yardımcıları yok. Her işi ben bilirim, her işi ben yaparım havasında olmak, size bir şeye kazandırmaz. Hastalık var, cenaze var, tatili var bu işin. Yanındakine güveneceksin, yeri gelir, düşmanına bile güvenmek zorunda kalacaksın. Her şeyi bilmeyebilir, görmeyebilirsiniz, lakin yardımcınız mutlaka olmalı. Sizin elinizi güçlendirir, hizmet noktasında sağ kolunuz olur. Ona güvenme, şuna güvenme diye düşünürseniz, rahat uyku çekmez gözleriniz, kafayı yersiniz!
‘Benden akıllısını istemem!’ der, ekâbir takınır, gururu ve kibri öne çıkartırsanız, bir dönem neyinize yetmez!