Merhum şair Yusuf Hayaloğlu’nun sevdiği kız ‘Merhaba Nalan’ için yazdığı şiirden esinlenerek yazıyorum bu yazımı.

Seçimin kokusu ve dedikodusu dalga dalga yayılınca, Cumhur ya da Millet ittifakı adayları arz-ı endam etmeye başlayınca, özellikle birinci sıra için ismi geçenleri gördükçe, duydukça, bilet alıp da amorti bile tutturamayan şans oyunları tutkusu kimselere benzettim kendimi.

Senelerdir görmediğim, neredeyse yüzünü unuttuğum, ismini dahi duyduğumda içimden binlerce kilometre ‘acaba…’ çektiğim isimleri çarşıda pazarda görünce, yanında gezenlerin de ‘birinci sıra adayımız!’ diye reklam ettiği, sponsorları olduğu,  pohpohladıkları isimlere bakıyorum, şehir mezarlığında bile bayramda gittiklerinde fatiha okuyacak kimseleri yok.

*

Evet, esas film şimdi başlıyor.

Bazıları da daha yeni parti adı altında sahnede yer almış, uçtukça uçuyor. Hatta öyle ki daha dün bir bugün iki, hoş geldin vatsap’ın tiki misali, iktidardan söz ediyor, il olmasını beklediği vilayetini başkent yapıyor aklınca, neler savuruyor, neler…

İkinci sınıf karakter oyuncusu dahi olamayacak kadar ucuz insanların yarın bu şehri yönetmeye kalkışacak olması kanıma dokunur mu, yazdıklarım doğru okunur bu bilemem de, ben bu insanları yanlış ağlara takılmış deniz yıldızına benzetirim.

*

Yahu durun hele, durun bir!

Önce bir aynaya bakın! Önce bir kantara çekin kendinizi, yüreğinizin kaç okka geldiğini ölçün! Özgül ağırlık önemli mesela, bilmiyorsanız tahlile sevk ettirin kendinizi, karekökünüzü, çapınızı sorgulayın!

Ben kimim, neredeyim, nerede olmam lazım diye içiniz den geçirin!

Daha nerede duracağınızı bilmeden biniyorsunuz arabaya. Güzergâhın yok, yolda acıktığında midene indirecek azığın yok Allah bilir ya! Yol arkadaşın yok yanında. Ya araba arıza yapsa, kaza ya da, ne halt edeceksin!

Ee, şehri de tanımıyorsun, sanayide bir esnaf ile oturup çay içmemişsin, tanışmanmışsın.

Kaldın mı yolda? Kaldın mı sap gibi ortada!

Yürü, anca gidersin. Yürü de boyunu görelim şekerparem!

*

Bak, şimdiye kadar şapşal olduk zaten! Tecrübelerle, isimlerle ve yaşananlarla sabit! Artık dayanacak gücümüz kalmadı, tahammül edecek yaşı da geride bıraktık, sonra zaman da daraldı, hayatımda hiç milli piyangoya, şans oyunlarına para vermedim, ama şansımı denemeye kalkışsam, sen amorti kadar da etmezsin!

Yüzde hadi büyütelim binde bir olsa amortiden şansım var da, senin için çok  zor be canikom, çok zor!

Belki Nimet Abla’da denerim şansımı!