Önceki gün ülkemizde yine utanılası bir olay daha yaşandı. Daha doğrusu olaylar… Konya’da bir doktorumuz ve İstanbul’da bir avukatımız katledildi. Konya’da katledilen Dr. Ekrem Karakaya’nın katili Mehmet Akçay’ın annesi, yaklaşık bir ay önce Dr. Karakaya’nın hastası olduğu ve annesini kaybettiği ortaya çıktı. İntikam mı aldın, ne oldu, ölen anneni geri mi getirdin? Doktoru katlettikten sonra da gururuna yenik mi düştü ne oldu, intihar etti. Soramıyorsun tabi adam ölmüş.  Pardon adam dedim kusura bakmayın, böyle bir şeye zamir bulamadım da. Şimdi ben kendi kendime şunu soruyorum, nasıl delirmeden yaşayabiliyoruz, kafayı yemeden? Galiba, sorunun cevabını buldum… Çünkü: alıştık her şeye alıştık… Kahretsin her şeye alıştık. Neye alışmıyor ki insanoğlu değil mi?

***

Daha öncesinde hastanelerde sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan yaratıklar olmuştu. Yaralama olayı da olmuştu. Bu zamana kadar neden tedbir alınmadı? Çok basit bir şey, x-ray cihazı koyacaksın hastanelerin girişlerine. Adliye girişlerinde x-ray cihazları var. Hukukçuların canı, sağlık çalışanlarının canından daha mı kıymetli? İnanılır gibi değil, tedbir alınmalıydı. Bu olayla Türkiye’deki tüm sağlık çalışanları ayaklandı, birimiz güvende değilsek hiç birimiz güvende değiliz diyorlar, sonuna kadar da haklılar. Hastanelerin girişlerine x-ray cihazı konulmalı, hastaneler dingonun ahırı değil… Gelelim avukatın öldürülmesine, katil yaratık Abdullah Türkoğlu, kendisinden boşanmak isteyen eşi Öznur Tufan ve avukatı Servet Bakırtaş’ı öldürüyor. Ya benimsin ya kara toprağın mı öyle mi oluyor? Tövbe estağfurullah tövbe… Allah’ım aklımıza mukayyet ol. Düşündükçe sinirleniyorum, sinirlendikçe de düşünüyorum kurtarın beni, imdat ya imdat… Bu olayların bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum.