Bu şehirde şaftı kayan kimseler var mı?

Sayı mı vereyim, isim mi? hangisini istersiniz. Ancak benden zor olanı istemeyin, yani isim demeyin, buna karşın sayı verebilirim size gönül rahatlığı ile.

Gelin pazarlık edelim!

Mesela gönlünüzden, aklınız-fikrinizden kaç kişi geçiyor.

Peki, hadi saylıyı da bir kenara bıraktım, beyninizi çalıştırın, yani empati yapın, fikir jimnastiği ile uğraşın, şekillenmiş bir veya birkaç isim var mı kafanızda, onu bulmaya bakın!

Zor soru sordum galiba!

Öyleyim ben!

Adamı sınava tabi tutar, not veririm!

*

Şehrimin maşallahı var!

Şaftı kayan kayana… Buna bu can nasıl dayana! Bazen kızıyorlar, “Sen de bu şehrin evladısın, ama bakıyoruz, yazılarında bu şehri küçük düşürmek için can atıyor gibi hallerin, yazıların var!”

Alakası yok! Yanlışları, doğru gitmeyenleri, kusurlu hadise ve kişileri yazmayalım, deşifre etmeyelim mi? Susalım mı, görmeyelim, duymayalım, ağzımıza bant mı yapıştıralım, dilimizi depemize mi çekelim!

Yani 3 maymunu mu oynayalım istiyorsunuz?

Onu mu istiyorsunuz!

Yazsan bir türlü, sussan gönül razı değil misali, ben yazamasam, öteki yazmasa, bu sorunlar nasıl çözülecek!

*

Aracı olanlar, araç kullananlar bilir, şaft, bir otomobilin aksamı. Ne işe yarar derseniz, otomobili olduğu halde 27 senedir direksiyonun başına geçmeyen ben, ne araban, ne parçasından anlarım. Şaftın ne işe yaradığını da bilemem haliyle…

Bilemem ama ‘şaftı kaymak’ deyimini sık kullanırım.

Deyimin anlamını Google babaya sordum, şu cevabı verdi; dengesini yitirmek, kontrolünü kaybetmek, fiziksel ve psikolojik olarak tutarsız olmak.

Millette psikoloji yerlerde sürünüyor azizim! Gelirine bakıyor, harcamaları listeliyor, ondan kısıyor, bundan kesiyor, yine de iki ucunu bir araya getiremediği gibi, sonunda kafayı yiyecek hale geliyor!

Ödemeler çıldırmış gibi..

A Haber’i izlerseniz maşallah ve işallah, her şey güllük gülistanlık. Yahu siz boş verin A Haberi falan, çünkü AK Partililer bile izlemiyor. Tümden yalan, hikâye, palavra.

Yalakanın önde giden cinsinden!

*

Peki hadi yine sorayım, bu şehirde tutarsız, dengesiz, kontrolünü kaybetmiş, fiziksel ve psikolojik olarak davranış sergileyen kimseler yok mu?

Ee, vaaaarrr!

Siz de biliyorsunuz, ikrar ediyorsunuz ki köküne, sürüsüne bereket!

Hangi kesimden derseniz,  işte orada duracaksınız! Sayı isteyin benden, ama isim asla!

Eylemine bak, söylemine dikkat et, farklı, ayrı şeyler. Aşağıda bir türlü, yukarıda bir başka türlü. Yazdığına mesela, diline bak, yaşam biçimini gözünün önüne getir, ‘ne alaka!’ diyeceksiniz. Çelişkili yani adam.

İsim gösterecek olursanız, biliyorum önce beni gösterirler!

İnkâr etmem de yani.

*

Siz yine de akıl sağlığınızı koruyun, zıvanadan çıkmayın, şirazeyi kaybetmeyin, şaftı kaydırmayın, ülkeyi sevmeye devam edin! Düzelir inşallah deyin, iyimser tutum sergileyin, zart zurt psikoloğa gitmek yerine girin internete bir şarkı, bir türkü dinleyin!

Ruh sağlığınıza da iyi gelecektir. Çünkü ben öyle yapıyorum!