Roman, hayali olmayan anlatı biçimlerinden, yani mektup, hatıra, özgeçmiş, günlük ya da tarih gibi yazı türlerinden, eş deyişle belgelerden meydana gelen bir sanat ürünüdür. Üslup bakımından genel ayrıntılara ve dar anlamda öykünmeye önem verir.

Romanda geleneksel olarak şu unsur bulunur: olay örgüsü, karakter, çevre, mekan, hayatın bütünlüğü, üslup.

Romanın gerçekleri çerçevelemesi yani gerçek olmadığı halde gerçek gibi görünmesi ya da hayatın inandırıcı bir özeti olarak etkide bulunması günlük olaylar , ayrıntılar ve durumlarla ilgili bir gerçeklik değildir inandırıcılıkla ilgilidir.

Bu bilgileri okuduğum HADES GEÇİDİ kitabına bakış açımı oluşturmak referanslarım.

Ali Avgın Maraş’ımıza bir eser daha kazandırdı. Maraş çerçevesinde roman unsurlarıyla kurgulanan bu eser kültürel hayatın diri olduğunun bir göstergesi.

HADES GEÇİDİ kitabı iki farklı zaman aralığında Maraş’ın konu edildiği bir eser. 637 miladi yılı ve 949 miladi yılı esas alınarak kaleme alınan kitap şu alt konuları kapsıyor: kahramanlar, resim sanatı, psikolojik evreler, aşk, evlilik hukuku ve macera , müzik tartışmaları, kelam ve felsefi konular, tarihi şahsiyetler, hazine bulma çoşkusu, tasavvuf ve tekke edebiyatının konuları.

Kitabın aslında Mütenebbi’nin kırk beş beyitlik MER’AŞ KASİDESİ eksenli yazıldığını belirtmek istiyorum. Kaside şu şekilde başlıyor :

“ CAN FEDAYIZ SANA EYE MESKEN ,ARTIRSAN DA HÜZNÜMÜZ

ZİRA SENDE BATTI GÜNEŞ AKŞAM SENDE DOĞDU GÜNDÜZ

NASIL TANIDIK ONUN İZİNİ KOYMAMIŞKEN BİZDE

NE FERASET KALPTE NE AKIL BAŞTA NE DE FER GÖZDE”.

Kasidenin gerisini siz kitaptan okuyabilirsiniz.

Kadim bir kentte yaşadığımız hiçbir zaman unutulmasın. Hitit medeniyetine de ev sahipliği yapan Maraş Roma pagan kültürünü, Hristiyanlığın ilk nüvelerini taşır İslamiyet ise onun bu günlere kadar getirdiği değerlerindendir.Maraş coğrafi olarak geçit noktalarına yakın olduğundan Roma ve İslam ordularının önem verdikleri bir mekan olmuş komutanlar Maraş’ın elde tutulması için ne yapılması gerekiyorsa onları yapmışlardır. Kitapta adı geçen Hades’in bugünkü Çağlayan Cerit ilçesinin Bozlar köyü olduğunu belirteyim.

Kitabın olay örgüsü akıcı bunu burada ben anlatmıyorum ki kitabı okuyarak siz okurlarımın konuya vakıf olmasını bekliyorum.

Romanın geniş anlatımı yanında bu kitap bir hikaye’nin iki zaman aralığına yayılması gibi geldi.

Ali Avgın edebiyatın imkanları ölçüsünde yazdığı kitabında bahsettiğim konuları işlemeye gayret etmiş bu kitap ortaya çıkmıştır sayın yazarı kutlarım.