Dünyada 8 milyara yakın insan bulunuyor ve bu insanların ısınma, aydınlatma ve yaşam şartları gibi fizyolojik ihtiyaçlarında enerjiye ihtiyaç duyuluyor. Elektrik enerjisi artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Dünya genelindeki nüfusun her geçen yıl artmasıyla birlikte artan enerji talebine yetişilmekte zorlanılmaktadır. Son yıllarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretiminde ciddi adımlar atıyor. Ülkemizde de benzer şekilde yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretimi konusunda önemli gelişmeler yaşanmaktadır. 2022 yılında elektrik enerjisi üretimimizin, yüzde 34,6'sı kömürden, yüzde 22,2'si doğal gazdan, yüzde 20,6'sı hidrolik enerjiden, yüzde 10,8’i rüzgardan, yüzde 4,7’si güneşten, yüzde 3,3'ü jeotermal enerjiden ve yüzde 3,7’si diğer kaynaklardan elde edildi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ), Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Dinçer: “Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretiminin arttırılması için yapmamız gereken çalışmalar bulunmaktadır. İnsanları kendi elektrik enerjilerini kendileri üretmesi konusunda daha çok teşvik etmeli ve mevcut tükettiğimiz elektrik enerjimizi daha verimli kullanmalıyız” diye konuştu.Başlıksız-1-Kurtarıldı-85

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ KULLANIMI ARTTI

Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Dinçer konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Ülkemiz yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretiminde önemli bir potansiyele sahip ve bu potansiyelden daha çok yararlanmalıyız. Dünya’daki birincil elektrik enerjisi üretim kaynakları, fosil tabanlı kaynaklar olup genellikle kömür, linyit, doğalgaz, petrol vs. gibi kaynaklar kullanılmaktadır. Ülkeler; teknolojinin gelişmesi, nüfusun artması ve enerji ihtiyacına olan talebin artması ile birlikte yeni ve yenilebilir enerji kaynakları arayışına girmişlerdir. Burada özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler; güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, dalga, biyokütle, hidroelektrik enerjisi gibi kaynaklara yönelmişlerdir. Bununla ilgili araştırma ve geliştirme çalışmaları artmış veya artmaya devam etmektedir. Teknolojik gelişmeler ile birlikte ise yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı artmaya başlamıştır.

AVRUPA ORTALAMASININ ÜZERİNDEYİZ

Ülkemizde de dünyadaki bu gelişmelere paralel olarak aynı şekilde yeni ve yenilebilir enerji kaynak arayışına girilmiştir. Biz de enerji üretimimizi eski yıllarda, 10 yıl öncesine kadar, ağırlıklı olarak fosil yakıtlı kaynaklardan karşılıyorduk. Kömür, linyit, doğalgaz gibi kaynaklar kullanıyorduk. Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payı daha azdı. Elektrik enerjisi üretimi noktasında; yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimindeki oranı her geçen gün artmaktadır. Fosil tabanlı yakıtlardan, yenilenebilir enerji kaynaklı üretime doğru geçiş söz konusudur. Dünyada gelişmiş ülkelerde yapıldığı gibi, ülkemizde de hızlı bir şekilde bu çalışmalar yapılıyor. Güneş, rüzgâr, hidroelektrik, biyokütle, biyogazdan elektrik enerjisi üretiyoruz. Ülkemizde son yıllarda yenilebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretimi parabolik olarak hızlı bir şekilde gelişmektedir. Ülkemizde bu çalışmalar iyi seviyede ve giderek de artıyor. 2022 yılı Aralık ayı sonu itibarıyla ülkemiz kurulu gücü 103.809 MW’a ulaşmıştır. 2022 yılı Aralık ayı sonu itibarıyla kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı; yüzde 30,4’ü hidrolik enerji, yüzde 24,4’ü doğal gaz, yüzde 21’i kömür, yüzde 11’i rüzgâr, yüzde 9,1’i güneş, yüzde 1,6’sı jeotermal ve yüzde 2,5’i ise diğer kaynaklar şeklindedir. Ayrıca Ülkemizde elektrik enerjisi üretim santrali sayısı, 2022 yılı Aralık ayı sonu itibarıyla 11.427’ye (Lisanssız santraller dâhil) yükselmiştir. Mevcut santrallerin 751 adedi hidroelektrik, 67 adedi kömür, 358 adedi rüzgâr, 63 adedi jeotermal, 345 adedi doğal gaz, 9.353 adedi güneş, 490 adedi ise diğer kaynaklı santrallerdir. Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, biyokütle gibi kaynaklardan elektrikli enerji üretimimiz iyi seviyede,  Avrupa ortalamasının üzerindeyiz, gittikçe de bu oran artıyor.lşilş,şi,i,

DOĞAL GAZ KEŞFİMİZ BÜYÜK BİR FIRSAT

İthal kömür, doğalgaz vb. enerji kaynakları döviz ödemelerinden ötürü cari açığı arttırmaktadır. Bu durum da enflasyonu olumsuz yönde etkilemektedir. Önceki yıllarda elektrik enerjisi üretiminde ithal kömürün ve doğalgazın elektrik enerjisi üretimindeki payı daha yüksek idi. Ancak; doğalgazdan elektrik enerjisi üretim oranımız, yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye girmesiyle azalmaya başladı. Şu anda bildiğiniz üzere Karadeniz doğal gazımızın keşfi ile birlikte, ilk defa Mart ayında sisteme verilmesi planlanıyor. Bu gelişme ile yerli gaz, ithal edilen gaz miktarını azaltacaktır. Ülkemiz için dönüm noktası sayılabilecek büyük bir keşiftir. Yerli kömürün kalorisi düşük seviyede, bu durumdan dolayı ithal kömürün karışımıyla birlikte kömür santrallerinde elektrik enerjisi üretiminde kullanılıyor. Elektrik enerjisi üretiminde dışarıdan ithal ettiğimiz kömür, doğalgaz vs. de cari açık oluşturuyor.  Bu yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı cari açığın azaltmasına fayda sağlıyor. Cari açığı ve döviz açığını azalttığı için enflasyona olumlu etkisi oluyor.

ENERJİMİZİ DAHA VERİMLİ KULLANMANIN YOLLARINA BAKMAMIZ GEREK!

Enerji tasarrufuna dikkat etmemiz lazım. Enerji tasarrufundan bahsettiğimiz durum; enerjiyi kullanmamak değil, tükettiğimiz enerjiyi daha verimli şekilde kullanmaktır. Bunlar nedir, neleri yanlış yapıyoruz diye analiz ettiğimizde; evlerimizde odaların aydınlatması için yeterli ışık seviyesi üzerinde daha fazla bir aydınlatma armatürü kullanmamız ve kullanmadığımız odaların ışıklarının açık olması enerji israfına neden oluyor. Enerji verimlilik sınıfı düşük olan elektrikli cihazların kullanımı enerji israfına neden oluyor.  Elektrikli cihazlarda A, B, C sınıfı gibi enerji sınıfları bildiğiniz üzere var. Kullanacağımız cihazları satın alırken enerji verimliliği sınıfı yüksek olan elektrikli cihazları tercih edersek enerji tüketiminde tasarruf etmiş oluruz. Hem kendimiz hem de ülkemiz için fayda sağlamış oluruz. Özellikle aydınlatma armatürlerinde, LED armatürleri tercih ederek katkı sağlayabiliriz. Tasarruflu ya da LED ampul yerine eski armut tipi ampulleri, civa buharlı lambaları, aydınlatma armatürleri gibi lambalar kullanılıyor, hatta tasarruflu lambaların yerine artık LED lambaları kullanmamız gerekiyor. Bekleme konumunda olan birçok elektrikli cihazlarımız bulunmaktadır. Bunlar da elektrik enerjisi tüketimine neden olmaktadır.thumbs_b_c_63502f6b0fcfd366867aec4bda1dd5d7

DAHA ÇOK TEŞVİK ETMELİYİZ

Artan nüfusla beraber, artan elektrik enerjisi ihtiyacını tamamen karşılanmasını devletten bekleyemeyiz. Bunlar ciddi yatırımlar, maliyetler ve ciddi iş güçleri de gerektiriyor. Örneğin; şu an lisansız elektrik enerjisi üretim mevzuatı var. Elektrik enerjisi tüketicilerinin tamamı kendi elektrik enerjisini kendisi üretme imkânına sahiptir. Elektrik enerjisi üretiminde birçok prosedür var. Biz kendi elektrik enerjisi ihtiyacımızı kendimiz üretmek istediğimizde birçok prosedürü takip etmemiz lazım. Mevzuatın bize öngördüğü aşamaları izlememiz gerekli. İnsanlar kendi elektrik enerjilerini kendileri üretsinler diye Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından bu teşvik ediliyor. Ama buradaki bürokratik sürecin biraz daha azaltılması lazım. Mesela en azından meskenler için elektrik abonesi alır gibi elektrik enerjisini üretebilir olması daha iyi olur. Yerinde üretim yerinde tüketimi artırmamız lazım. Bu noktada iletim ve dağıtım hatlarının yükü azaltılabilir. Bugün mesela sanayi tesislerinin çatılarında güneş enerji sistemlerini görüyoruz. Son yıllarda bu daha da arttı. Önümüzdeki birkaç yıl içesinde arazi tipi güneş enerji santrallerinin sayısı çok daha fazla artacaktır.

SANAYİ İŞLETMELERİNE KENDİ ELEKTRİK ENERJİSİNİ ÜRETME İMKÂNI TANINDI

Güncellenen lisanssız elektrik enerjisi üretim mevzuatı ile birlikte sanayi tesisleri kendi elektrik enerjisi ihtiyacı için çatılarına güneş enerji sistemlerini kurabilmektedir. Eğer bu ihtiyacı karşılamaz ise tarıma elverişli olmayan arazilere de güneş enerji sistemleri kurabilmenin önü açılmıştır. Sanayi tesisinden uzak bir noktadaki arazide üretilen elektrik enerjisi ile sanayi tesisinde tüketilen elektrik enerjisi birbiri ile kWh bazında mahsup edilebilmektedir. Dolayısıyla sanayicilerimiz yoğun bir şekilde bunlara başvuru yapıyorlar. Devlet olarak insanlara kendi elektrik enerjilerini üretme konusunda destek verirsek buradaki ciddi bir yükü almış oluruz diye düşünüyorum.

YAPAY GÜNEŞİN UYGULANABİLİR OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM

Yapay güneşle kastedilen şu aslında; burada Nükleer Füzyon Reaktörü kullanılıyor. Nükleer santrallerde nasıl reaktör kullanılarak füzyon işlemi yapılıp oradan açığa çıkan enerji ile elektrik enerjisi üretiyorsak aynı şekilde burada da üretiliyor. Nükleer Füzyon Reaktörü ile çeşitli reaksiyonlar yapılarak güneşin sıcaklığının çok daha üstünde bir sıcaklık meydana getiriliyor. Bu füzyon aşamasıyla oluşan reaksiyonda ısı ve ışık açığa çıkıyor. Isı ve ışık açığa çıktığı için buna yapay güneş adı veriliyor. Bununla ilgili laboratuvar çalışmaları devam ediyor. Kısa ve orta vadede uygulanabilir olduğunu düşünmüyorum.”

Haber: Ömer Harmankaya

Editör: Didem Kayabaşı