Okulların tatile girmesine sayılı günler kaldı. Öğretmen- öğrenci cephesinde tatlı bir tatil heyecanı yaşanıyor.

Ama eğitim camiasında bir kesim var ki temmuz-ağustos ayları onlar için çile ayları…

Sorunların merkezinde, Kanun Hükmünde Kararname ile 2018 yılında kadroya alınan,33 bin geçici işçi var.

KHK uyarınca, bu işçiler taşerona bağlı iken tabi oldukları sözleşme hükümlerine göre kadroya geçirildiler.

Büyük çoğunluğu da(31 bin) Milli Eğitim Bakanlığı’nda çalışıyor.

Çelişki de burada yaşanıyor. Eğitim camiasının bir üyesi olarak da yaz sendromunu bizzat sahada, üzülerek takip ediyorum.

Yılda 10 ay çalışıyorlar.

Temmuz, ağustos aylarında ise ücretsiz izine çıkarılıyor. İki aylık dönemde de hiçbir ücret almıyorlar.

İkramiye ve tediye ödemeleri de 10 ay üzerinden yapılıyor. Sigorta primleri de yatırılmıyor.

Feryadın sesi de çok yakından… Görevli olduğum okulda çalışan insanların sıkıntılarına tanık olunca da sorunlarını köşeme taşımak artık bana vazife oldu.

Özellikle bu yıl yaşadığımız derin ekonomik krizler,herkes gibi bu işçileri de mağdur etti. Hayat pahalılığı iyice bellerini büktü.

İki aylık yaz tatilinde maaş da alamayacaklar.

Haklı olarak kaygı içindeler.

Tatil günlerinde, çaresizlikten geçimlerin sağlayabilmek için kayıt dışı çalışma yoluna gidiyorlar.

 Bu insanlara kulak vermemiz gerektiğini düşünüyorum.

Bir de madalyonun diğer yüzü var.

Tatil dönemlerinde okullarda yaşanan personel yetersizliği nedeniyle okul temizliği, bahçe bakımı gibi hizmetler aksıyor; yeni eğitim öğretim yılı hazırlıklarında sorunlar yaşanıyor.

Yani ortada iki mağdur kesim var. Bir tarafta işçiler, diğer tarafta eğitim yuvaları…

Sonuç olarak, binlerce insan çözüm arayışında. Milli Eğitim Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı'ndan gelecek müjdeli haberi bekliyorlar.