Türkiye Cumhuriyeti devletinin nasıl kurulduğunu, ne şartlarda kurulduğunu neredeyse hepimiz az çok biliyoruz. Dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kurtuluş mücadelesi vererek bu topraklarda, bağımsız ve kendi bayrağımızın altında özgürce yaşıyoruz. Mustafa Kemal Paşa ve heyeti, Kurtuluş Savaşından sonra o kadar güzel politikalarla öyle ülkeyi yönetti ki belirli bir süre sonra bu politikaların meyvelerini toplamaya başladık. Ancak eksik olan bir şeyimiz vardı. O da araba… Araba üretemedik. Türk Milletinin de tek derdi araba değildi zaten! Birçok sorun vardı o dönemde, bana göre büyük sorun da Cumhuriyet rejimine karşı gelen, İslamiyet dinini kullanan insanları zehirleyen dinci örgütlerdi. Bu örgütler bana göre düşmandan daha tehlikeliydi. Ama Mustafa Kemal Paşa ve heyeti bu örgütlerin üstesinden geldi.

***

Askerdeyken bölük komutanımızın içtimada, tuvaletin kapılarına zarar veren askerlere serzenişte bulunmuştu, ‘sizler sadece tuvaletin kapılarına zarar vermiyorsunuz, Türk Milletinin geleceğine de zarar veriyorsunuz. Sizin zarar verdiğiniz yeri Türk Milletinin parasıyla ile tadilat ediyoruz. Buraya harcanan para ile bilime teknolojiye yatırım yapılabilir.’ Kıssadan hisseyi anladığınızı düşünüyorum. Devrim arabasını duymuşsunuzdur. Araba üretimi denemesi olmuştu. Yapmıştık üretmiştik yani arabamızı, sadece seri üretime geçemedik. O araba yollara çıkamadan tarihe gömüldü. Devrim Arabaları filmini izlemiştim, filmde bir sahnede şöyle bir replik vardı: Türkiye’de hiçbir başarı cezasız kalmaz… Yorumu size bırakıyorum… Sonrasındaki hükümetlerin uyguladığı politikalarla araba üretmeye gerek kalmadı. Neden gerek kalmadığını bilinler bilir. Ülkeye ithal araba giriyor, devlet üreticiden daha çok kazanıyor arabadan aldığı vergilerle. Bu zamana kadar devleti yöneten hükümetlerin neden araba üretmediklerini anladınız mı? AK Parti hükümeti bu düşüncenin dışına çıktı bu tabuları yıktı. Yerli ve milli araba üretme kararı aldı. 2023 yılında yollarda olacak.