‘Fazla naz âşık usandırırmış ‘diye bir söz vardır. Türkiye’nin, Avrupa Birliği hikâyesinde artık Türk halkı da yeter dedi…
23-24 Haziran tarihlerinde 2 bin 700 kişiye telefonla sorularak yapılan AB yol haritası kamuoyu araştırmasında; “. Katılımcıların yüzde 68'i 'Türkiye müzakereleri bitirmelidir' şeklinde cevap verirken yüzde 23'ü 'müzakerelere devam edelim' dedi. Katılımcıların yüzde 9'u ise kararsız kaldı.
'Size göre AB, Türkiye'yi almak konusunda samimi mi, değil mi?' sorusuna ankete katılanların yüzde 82'si 'samimi değil' yanıtını veriyor. Yüzde 12'si ise AB'yi samimi bulduğunu ifade ediyor. 'Kararsızım' diyenlerin oranı ise yüzde 6. Katılımcıların yüzde 72'si, 'Türkiye'nin AB'ye girme konusunda yaptığı çalışmalarda samimi olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna 'evet' dedi. Yüzde 19'u 'hayır' dedi. Yüzde 9'u kararsız kaldı.
'Size göre AB, tam üyelik konusunda Türkiye'ye neden zorluk çıkarıyor?' sorusunu yüzde 60'ı 'Müslüman olduğumuz için' şeklinde cevapladı. Yüzde 13'ü 'nüfusumuz çok kalabalık olduğundan' derken, 10'u 'müzakere sürecinde biz sorumluluklarımızı yeterince yerine getirmediğimiz için' yanıtını verdi. Kısacası kırk yıllık süreç; karşılıksız aşk olarak değerlendiriliyor
İngilizler, hem Avrupa'nın he de İngiltere'nin kaderini değiştirecek bir oylama yaptılar: Avrupa'dan çıkmaya karar verdiler. Başta başkent Londra olmak üzere Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda, Avrupa'ya evet dedi. Ama İngilizler hayır dedi. Bu resmi iyi okumak gerekiyor. İngilizler artık lokomotif olmak istemiyorlar. Yük vagonları olarak gördükleri; Kıbrıs Rum Kesimi
,Romanya, Bulgaristan, Yunanistan gibi mirasyedi devletleri taşımak istemiyorlar.
İngiltere’nin ayrılık kararının arkasında ABD gerçeği de göz ardı edilmemeli. Amerika, Avrupa Birliği'ni siyasi ve ekonomik güç olarak karşısında görmek istemiyor. ABD lobisi bu kararda etkili oldu diyebiliriz.
Şimdi ulusal çıkarlarımızı masaya yatırma zamanı… Kâğıt üstünde olmasa da Türkiye, Avrupa Birliği'nin merkezinde bir ülke… Ekonomik, askeri ve siyasi olarak bir bütünün parçasıyız. Karşılıklı çıkarlar söz konusu olduğunda her zaman yeni şeyler konuşulur…