Kanlı bir hücum sonrası cepheyi gezen kumandanlar, çalılıkların aralarına atılmış iç çamaşırları görürler! Hücuma katılan askerlerden birisine sebebini sorduklarında, aldıkları cevap hepsinin gözlerini yaşartır. “Kumandanım” der.... Biz bu sabahki hücuma şehit olmak için katıldık. Allah'ın huzuruna kirli çamaşırlarla çıkmaya utandığımız için de çıkardık attık!
Bu inancı taşıyan bir orduya, hangi güçler boyun eğdirebilirdi ki? Kahramanlarımıza ölmeye koşa koşa gitmek cesaretini veren vatan, toprak sevgisi değil midir? Bu milletin yazdığı şeref destanının sebebini araştırdığımızda karşımıza manevi değerler, inançlar çıkar. Bu günlere gelinen süreçte, milletimizin ne gibi zorluklar atlattığını ve tarih sahnesinden silinmenin eşiğine geldiğini hepimiz biliyoruz, ama çabuk unutan bir milletiz! Güzel vatanımızın değerini bilemiyoruz...
Kurtuluş Savaşını yapanlar, Cumhuriyeti kuranlar şimdi tarihin şeref sayfalarında yaşıyorlar. Bu millet Malazgirt, Çanakkale, Kurtuluş Savaşı destanlarını dünya tarihine altın harflerle yazdırdılar. Günümüzün Cumhuriyet çocukları şanlı zaferlerimizi kitapların sayfalarında yaşıyorlar.
Bizlerin görevi ise çocuklarımıza ruhlarının derinliklerinde yaşayacak tarih sevgisi ve bilinci vermek olmalıdır. Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet yaşaması için bu gelenek anahtar olacaktır.