'Bugün dört şehidimiz var. Kimsenin umurunda değil. Herkesin dilinde varsa yoksa benzine-mazota gelen zamlar... Ülkemizde ve dünyada olup bitenlerin farkında değiliz. Bir de bu kadar yakarışa rağmen satışlarımızda azalma da yok. Ben bu işten bir şey anlamış değilim.'

Bu sitemlerin sahibi bir akaryakıt istasyonu kasiyeri...

  1. emekçiden bu manidar sözleri duymak beni oldukça düşündürdü.
  2. bir öz eleştiri yapalım: Hayat pahalılığı hepimizin belini büktü.

Geçim sıkıntısını milletçe derinden hissediyoruz. Doğal olarak enflasyon emeklinin, memurun, esnafın, işçinin alım gücüne olumsuz etkileri oldu.

Vatandaş da haklı olarak hayat pahalılığına isyan ediyor. Seslerini de yüksek perdeden dillendiriyor.

Ama küresel pencereden baktığımızda yalnız olmadığımızı da görüyoruz.

Enerji fiyatları dünyanın ana sorunu... Hayat pahalılığı sadece ülkemizi yormuyor. Dünyanın neredeyse ana sorunu...

ABD ve Avrupa ülkelerinde enflasyon 40 yılın zirvesinde.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasından sonra bir de akaryakıt ve doğal gaz kriziyle karşı kaşıya kalan Batı ülkeleri, üretimin durmasından endişe ettiği için gıda krizi ve kıtlık uyarılarında bulunuyor.

Tüm dünya gıda ve enerji fiyatlarını, dolayısıyla enflasyonu dizginlemek için kolları sıvadı.

Şimdi hafızamızı yoklayalım... Türk ekonomisini masaya yatırdığımızda, Cumhuriyet'ten günümüze gelene kadar çeşitli ekonomik krizler ile karşı karşıya kaldık.

Sonuçta ağır hasarlar da alsak, krizleri yöneterek çıkış yolunu bulduk.

Bir daha neden olmasın diyerek, pozitif düşünmekte yarar olduğunu düşünüyorum.

İnşallah bu günlerde geçecek. İyimser olmaktan başka çaremiz yok. Çünkü yaşayacağımız başka vatan toprağı da yok.

Haydi, başımızı yerden kaldıralım!

Mazot, domates, patates zamları derdine düşmüşken, günümüzde dünya haritasının yeniden çizilmeye başlandığını unutuyoruz.

Çevremiz ateş çemberi...

Yunanistan, Suriye, Irak, İran, Ukrayna-Rusya savaşı...

Ulusal güvenliğimiz tehlikede... Ülke olarak yoğun saldırı, operasyonlarla mücadele ediyoruz.

Bir taraftan da gözümüzü-kulağımızı ulusal tehditlere kapatmamakta yarar var.

Allah korusun, büyük fotoğrafın reçetesi daha yıkıcı olur.