Birkaç gün önceki yazımda söz vermiştim size, ‘Bir hamam böceğinin anatomisi’ni yazacağım diye. Bugün o sözümü tutuyorum. İster zararlı, ister iğrenç haşere deyin, isterseniz her gün yöresinde kendisine lanet okunan, itici ve kırıcı hareketleriyle insanların tepkisini üzerine çekmeye devam eden birini canlandırın gözünüzün önünde.

Tercih sizin!

*

Bu ve benzeri yazılar gibi bazı yazılar vardır, seni, beni, hepimizi alır alır uzaklara götürür!

Birden seneler öncesine, alçaklıkların, haysiyetsizliklerin, namus düşkünlüklerinin alabildiğince prim yaptığı, insan omurunun bizzat sahipleri tarafından açıkça satılığa çıkartıldığı, şerefli insanların diri diri mezara gömüldüğü günlere gidiverirsiniz.

Gidiyoruz da zaten! Toplum olarak…

*

Delikli kuruşa bile değmeyecek, hani halk arasında derler ya, 5 paralık, dönüp yüzüne tükürmeyeceğiniz, ‘hamam böceği’ kılıklı herif-i naşeriflerin (şerefsizlerin) baş tacı edildiği, (hangi meslek gurubundan olduğunun bir   önemi yok, siz zaten kim, kimler olduğunu benden iyi biliyorsunuz) şehrim memleketimin yüz karası kimler…

En inanılmaz yalanların, iftiraların, asılsız dedikoduların havalarda uçuşup, ‘gazete’ veya gazeteci sıfatlı paçavraların manşetlerine konduğu, görünürse ‘insan’ sıfatlı bir takım ahlaksız yaratıkların televizyon ekranlarında fetva verdiği günümüzde, insan gazeteciyim demeye utanıyor.

Mesleğimi sorduklarında, gazete çalışanı olarak takdim ederim kendimi.

Benim ne, kim ve nasıl bir gazeteci olduğuma karar verecek olan toplumdur. Onun değer yargılarıdır beni yücelten, ya da yerlerde süründüren!

*

‘kullanışlı aptal’ seviyesini aşamamış ayak takımı onlar.

Ne iktidara yaranmış, ne muhalefet canım canım bağrına basmış iken, geçmişteki günahlarının, kullanılmışlıklarının, tetikçiliklerinin üzerini örtmek için akıllarınca ‘üst perdeden’ konuşarak, yazarak bulundukları çukurdan kurtulmanın yollarını döşemeye çalışsalar da, nafile…

Bu millet yemiyor onları artık.

Notunu verdi.

Tıpkı ters dönmüş bir hamam böceği gibi…

*

Ünlü düşünür Borchert’in güzel bir sözü var, yazmadan duramayacağım; “Gerçek, kasabanın fahişesine benzer. Onu herkes tanır, ama yine de sokakta karşılaşmaktan utanç duyar!”

Ha evimizin, işyerlerimizin mutfaklardaki hamam böcekleri, ha bunlar!

Ortadan kaldırmak için haşere ilaçları da kar etmiyor artık!

Bağışıklık kazanmışlar demek!