1980’li yıllarda Elisabeth Noelle-Neumann tarafından literatüre kazandırılan Suskunluk sarmalı, geleneksel medyada olduğu gibi yeni medya platformlarında da etkisini göstermektedir. Suskunluk sarmalı en basit şekille bireyin toplum baskısı nedeniyle fikir ve düşüncelerini özgürce ifade edememesi olarak tanımlanabilir.
***
İnternetin sunmuş olduğu etkileşim sayesinde insanlar geleneksel medyanın ürettiği içeriklere karşı pasif kalmayacaktı. Bireyler görüşlerini birçok insan ile paylaşabileceği bir alana sahip oldular. Sosyal medya geleneksel medyanın egemenliğine etki edebilecek seviyede ve bilginin yayılmasındaki tekeli kaldırmıştır.
***
Sosyal medya insanlara özgür bir alan sunmasının yanında hükümetlerin, ticari şirketlerin vb. bireyler hakkında bilgi toplamasını kolaylaştırdı. Ticari kurumlar reklam amacıyla sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanmaktadır. Her ne kadar özgürlük alanı sunsa da gözetleme olgusu nedeniyle bireylerin güveni kötü etkilemiştir. Yeni medya insanlara tam anlamıyla özgür bir alan sunabiliyor mu? Bu sorunun cevabı tartışmalıdır. Sosyal medyada bıraktığı izin farkında olan insanların özgürce paylaşım yapabileceği fikri şüphelidir.
***
İnsanlar sosyal medyada izalasyon korkusu yaşamaktadır. Görüşlerini özgürce ifade etmekten kaçınıyorlar. Bireyler, kendi fikirleri çoğunluğun görüşüyle aynı olduğu zaman düşüncelerini daha fazla dile getirmektedir. İzolasyon korkusu nedeniyle Suskunluk Sarmalı yeni medya ortamlarında da yer almaktadır.